Bekledim.
Bugün de gelmedi.
Yürürken, elimde peynir,ekmek ile,ardımda kuru yosunların üzerinde ayak seslerini duymayı bekledim. Kulaklarım ses dinlerken, gözlerim ağaçların altında,otların arasında o mahzun köpeği aradı.
Fotoğrafını çekmemiş olsam hayal gördüm sanacağım. Bir görünüp,kayboldu.
Düşünüyorum da sanki her gün seyrettiğim bir tabloya sonradan eklenmiş gibiydi.
O kadar yabancı,kırgın ve garip.
Kırgındı.
Nerden anladın derseniz, sessiz ,sözsüz lisan-ı hal ile söyledi.
İki gözü,iki ayrı renkte anlattı içindeki kırgınlığı.
Terkedilmişliğin hüznü,ne yapacağını bilememenin şaşkınlığı yansıdı mavi ve kahverengi.
Yer ve gök gibi.
Yer ve gök birleşti, aynı hikayeyi söyledi, mavi ve kahverengi ışıldıyarak.
Bir mahzun köpekcik,iki gündür dilimde,gönlümde.
Ondan yola çıkıp bütün sahip olduklarını terketmek zorunda kalan insanlar düşüyor gönlüme. Ve her vesile onlara sövüp sayanlar. Anadan,babadan,yârdan uzaklara sürülüp gelmek zorunda olanlar. Herseyleri varken, hiçbirşeyleri kalmayanlar. Aç ve muhtaç.
Ya geride kalanlar...
Terkedilmiş olmak, terketmek zorunda kalmak sonuçları aynı sebepleri farklı fiiller. Her iki sebep de ardında zalimlerin olduğu zulümler.
Aşinayız aslında çoğunluğu kara bu gözlerin anlattığı hikayelere.
Bilirken,kazanır ve harcarken,karnı tok,sırtı pek iken yaban ellerde cahil,yoksul,acemi kalmak.
Sevilip,sayılırken,kıymetliyken yerinde bir anda kayboluvermek yabancı ,öteleyen bakışlar arasında.
İteleyen,öteleyen,hor gören bakışlar.
Ev sahibi kim,misafir kim.?
Öte yandan bir haftadır sallanıyor istanbul. Her sarsıntı insanların derinlere gömdüğü hatıraları,korkuları çıkartıyor su yüzüne. Bir anda hayatların alt üst olma korkusu yüreklerde.
1999 depremi . Bilinen hikayeler hep. Herşeyi birkaç saniyede kaybedip hiçbirşeysiz uyananlar. Korku içinde, ne yapacağını bilmez halde,muhtaç.
Nihayetinde dünya gurbetinde herşeyi var zannedenin hiçbir şeyi yok. Yapayalnız ve sadece sahibinin rahmetine muhtaç.
Neyine güveniyor.?
Kim,kimden, ne hakla,neyi esirgiyor.?
Kim,kimi niçin hor görüyor.?
Comments