Deprem değildi yaşanan.
Bir çok emsali arasında o binayı yer ile yeksan edip yuvalar söndüren deprem değildi.
İzinsiz,ruhsatsız katları olan,kalitesiz malzeme kullanılarak yapılmış bir bina mezar oldu 21 kişiye. Un ufak olmuş. Tuttukları ellerinde kalıyor kurtarmak için çabalayanların.
Uyanık olduklarını düşünen insanlarla dolu bu koca şehir. Üç kuruşa tamah çok zarar-ziyan getirip,çok acılara sebep olur. Umarım bu musibet bin nasihatten evla olur.
O binada her aile ayrı bir trajik hikaye konusu oldu şüphesiz. Mukim olanlar,orada yaşamadıkları halde, ekmek parası için orada bulunanlar. Misafir olanlar. Yakınlarının enkaz altından çıkartılmasını beklerken kalbi dayanmayanlar. Bebekler,gençler,büyükler.
Ortak noktaları bu dünyadaki son duraklarının o bina olması. Alınlarına orada yazılmış son nefes.
Üzüntü ile izliyoruz haber ve görüntüleri.Son acı olayda çok sevdiğimiz dostlarımızın yakınlarının evine düşmüş ateşin büyüğü. 9 can birden vermişler ailelerinden. Rabbimiz sabır-ı Cemil ihsan etsin.
Hikayelerinde ,”gidip gelmemek,gelip bulmamak var”sözünün tezahürü var. Gelip de bulamayanlar var.
Her bir nefes alan yaratılmışın çok yakınında bu dünyada ebedi ayrılık. Dar-ı ukbada pişmanlık yaşamaması için gidenin gittiğinde,kalanın kaldığında, üzerine hakkı olabilecekler ile helalleşmek,sevdiğine sevdiğini söylemek,kırmış olabileceklerinin gönlünü almak için hiç beklememesi lazım. An bu an. Gerisi boş,bomboş.
Ömür çok kısa. Yolun sonundan geriye bakıldığında elde kalacak olan mutmain bir gönül...
Comments