Gökyüzü masmavi,yeryüzü yemyeşil. Yer ve Gök arasında arasında insan ve insan evladının envai çeşit zulümü.Koyu bir kırmızı rengi. Silahların döktüğü kırmızı ile aynı renk, dillerin döktüğü kırmızı.
En büyük meselesi günümüz insanlarının sevgisizliği ve empati kurma gücünden mahrum olması. Kendilerinden başkasını sevemiyorlar.
Konuşuyorlar ama dilleri başka anlamıyorlar. “Ben dili kullandıkları. Ben,hep ben. Benim gibi olmayan. Öteki...
Bütün iyilikler ve iyi sıfatlar benden başlayarak benimkilere... İyi güzel yapılan ne varsa benden veya benimkilerden.
Öteki? O mu ? O kötü ve bütün kötülükler ondan.
Yaklaşımı böyle maalesef günümüz insanının birbirine.
Şöyle bir sessiz kalıp dinleyin dünyayı. Hak vereceksiniz bana.
Bu kırmızılar içine güzel renkler de düşer ara ara. Güneş gibi doğar bazı insanlar yeryüzüne. Sevgi ve şefkat saçarlar yaratılmış herne varsa üzerlerine. Ve elbette galip geldiği yerler de vardır sevginin renginin. Kimine göre mavi dir sevginin rengi. Göklerin,denizlerin,sonsuzluğun rengi diye. Kimine göre yeşildir doğal sevgiyi anlatır,kimine göre ise beyazdır sevginin saf halini simgeler.
Bana göre ise sevgi akan nehir gibidir geçtiği yerlere hayat veren. Nefes gibidir her solukta gönüle dolan. Bu sebeple suyun,havanın rengi olmadığı gibi sevginin de rengi yoktur.
Eserlerinden tanırsınız onu. Yeşertir geçtiği yeri. Umut olur,hayat verir. Güzelleştirir çünkü. Öyle tabii bir akış ile sessizce dolanır gönüller arasında. Nerde mutlu bir hayat varsa orada bir muhteşem sevgi kaynağı vardır mutlaka. Çöl ortasında vaha gibi.
Var mı gören?
Comments