Öylece durmuş kararmış tahtalı,kırık camlı penceresinin önünde. Gözleri sanki o hasretle andığı geride bıraktıklarını arar gibi ötelere dikili anlatıyor. Beyaz tülbentli ak saçlı nine ,geride bıraktığı günleri,
Zamanlar geçip gitti...diyerek yad ediyor.
Geçip gidiyor zamanlar. Güneş altında buz gibi eriyen sermaye tükeniyor. Bu kadar kıymetli bir şey nasıl umarsızca harcanıp tüketiliyor.
İnanılmaz.
ASR suresinde rabbimizin buyurduğu gibi,
"Zamana kasem olsun! İnsan zamanı değerlendirmede mutlaka zarar etmektedir.”
Rabbimizin üzerine yemin ederek kıymetini bilmemizi istediği varlık zaman. Bir günde 86400 saniye,1440 dakika ve 24 saat var malumunuz. Bize verilen zaman ve aldığımız,verdiğimiz nefes sayılı.Pahalı biçilmez,hazine değerinde.
Oruç,namaz vb ibadetlerimiz dakikalar üzerine kurulu. Sürekli değişiyor vakitleri. Eğer gerekli özen ve itinayı göstermez isek yaptığımız ibadetlerin heba olması ihtimali var.
Günde beş vakit gün be gün değişen vakitlerde namazımız. Namaz ile başlayıp bitiyor gün. Şartlarından biri, niyetten bile önce vakit. Hepsini sabah veya akşam kılıvermiyoruz. Çünkü özellikle zaman konusunda gün boyu uyanık olmamız isteniyor.
Oysa insan müsrif bir mirasyedi gibi hızla tüketiyor aziz ömrün sermayesini. Bir daha geri gelmez,paha biçilmez dakikalar saniyeler. Tekrar geçemeyeceği yollardan hızla geçip gidiyor.
Oysa ne çok şey var yapılacak. Ve ne çok çalan var hızla eriyen sermayeyi.
Akıyor insan çevresinde kim varsa onlarla birlikte. Çoğu zaman düşünmeden öylece savrulup,sürüklenen bir saman çöpü gibi. Kimin çekim alanına girdiyse onunla birlikte döne, döne,çarpa,çağlaya akıp gidiyor.Durmak
ya da yavaşlamak,bu akışın dışına çıkmak mümkün görünmüyor.
Herkes kendince bir devranın içinde dönüp gidiyor. Boş vakit yok bir yandan, öte yanda malayani ile geçip giden saatler,günler.
Günümüz teknolojisi ile geliştirilen yardımcı araçlar hep zamanı iyi değerlendirelim, hayatı kolaylaştıralım diye varlar güya. Ama en büyük zaman çalıcıları aynı zamanda. Otomatik çamaşır -bulaşık makinasının kazandırdığı zamanı akıllı telefon,televizyon,bilgisayar üçlüsü alıp gidiyor mesela. Teknoloji kaşık ile verdiğini kepçe ile alıyor.
Ayetler,hadisler var zamanı değerlendirmenin önemine dikkat çeken.
İnsanların en hayırlısı, ömrü uzun olup ameli güzel olandır. İnsanların en şerlisi ise, ömrü uzun, ameli kötü olandır.” (Tirmizî, Zühd, 22)
“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu hususta aldanmışlardır: sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rekâik, 1)
Ehli tasavvufun nasihatleri var.
“Sofi, İbnü’l-vakt (vaktin oğlu) olmalıdır.” demişlerdir. Yani ömrünün ve bilhassa içinde bulunduğu vaktin kıymetini bilmeli demektir.
İbnü’l Cevzî ,
“Bir insana yakışan, zamanın şerefini, vaktin kıymetini bilmek, bir anını bile zâyî etmemektir.”
Hasan-ı Basrî şöyle der:
“Öyle insanlar gördüm ki, sizin dirhem ve dinarlara karşı olan hırsınızdan daha ziyade vakitlerini değerlendirmeye hırslı idiler.”
Mevlânâ Sadettin Kaşgarî ,
“İnsanın her nefes alışında bir hazîne heder olup gider. Her nefeste bilmelidir ki Allah hâzır ve nâzırdır."
Atasözleri var yerli -yabancı. “Vakit nakittir “derken bizimkiler,Fransızlar da
“Kaybedilen bir saniyeyi, dünyanın bütün hazineleri bile geri getiremez.” Demişler.
Bu devran durdurulamıyorsa, istediği zaman istediğini yapamıyorsa insan o taktirde harcanan zamanı maksada uygun hale getirmek gerek.
Fecr suresinde anlatılan “Sen O’ndan razı, O da senden hoşnut olarak rabbine dön.”diye hitap edilen mutmain nefs sahibi bir kul olarak rabbe kavuşmaktır nihai emeli.
Mutmain nefs sahibi,Allah’a kavuşmaya iman, takdire rıza ve verilene kanaat,Cömertlik, tevekkül, sabır, şükür, hilm, teslimiyet, rızâ, sıdk, ibadet, rıfk, güler yüzlülük, sürekli huzur, büyüklere hürmet kalb sevinci, tatlı dil, kusurları örtme, hataları bağışlama... gibi pek çok özelliğinin yanında vaktine de sahip olandır.
Andadır.
Eli kârda gönlü yârda bir hal İle her ne ile meşgul olursa olsun gönlü Allah ile olandır.
Comments