Dalgınlık mı dağınıklık mı gafletin kaynağı bilinmez. Ama içinde bulunduğu andan gafil insan. Yaşıyor hızlıca, beden önde koşarken ruhu gerilerde kalıyor çoğu zaman. Bazen çocuklukta bazen gençlikte takılıp kalıyor. Beden yaş alıp yaşlanıyor ama nerede kalmışsa ruhu o haller tezahür ediyor davranışlardan.
Hiç büyümeyen çocuk oluyor olgunlaşması gereken çağlarda . Çocuk ruhlu diye anılıyor.
Genç kız gibi nineler,hiç yaşlanmayan dedeler tutuyor torunların ellerinden. Torunlar ak sakallı dedelere,ak başörtülü,tükenmeyen masallar kaynağı ninelere hasret.
Büyükler gerilerde,çocuklar yaşlarından çok ötelerde.
Buluşamıyorlar bir yerde. Dilleri başka,halleri başka.
Aksi olduğu ruhun önden gittiği,bedenin yetişemediği de vaki. Büyümüş de küçülmüş yumurcak diye bahsederler onlardan da. Çok olgun maşallah diye anlatırlar akranları sokakları arşınlayan küçük adamları.
Ya da bir telaş yüreğinde ya öyle olursa ,ya böyle giderse diye ,gelecek zamanlı cümleler dilinde insanın.
Her ikisi de an çalıyor insan hayatından. Yol üzerinde vahalar gelip geçiyor yolcunun gözü,gönlü ötelerde bir yerlerde.
Çocukluğu gençliğine,gençliği daha ileri yaşlara yetişemeyenler, hızla akıp geçerken hayattan, içinde bulunduğu mevsimi doyasıya yaşayamaz, kaybederler yaşadıkları o en kıymetli,geri gelmeyecek zamanları.
Yaptığı işlerde dağınık ve dalgın olmayan,hayatının her adımında şuurlu ve uyanık olan ,içinde bulunduğu anın,sahip olduğu sıfatların hakkını tam verir. Gaflete düşmez. Namaz kılarken bedeni rüküda,secdede iken gönlü televizyon karşısında kalmaz mesela. Çocuksa çocuktur, çocukluğunun hakkını verir. Genç ise maddi manevi gücünün. Yaşlandığında hayat boyu biriktirdikleri nasihat olur yol gösterir değer verdiklerine.
Müslüman insanın dünya hayatı içinde kıymetli ve özel zamanlar anlamında ,iki manevi rahmet yağmuru mevsimi var. Hac ibadeti içeren zilkàde, zilhicce ve muharrem ayları bir tanesi.
Bu manevi rahmet yağmuru mevsimlerinden zilhicce ayına girdik . İlk on günü çok kıymetli. Kur'an-ı Kerim'de Fecr Suresi'nin başında, "On geceye yemin olsun ki?" Diye üzerinde yemin edilen on gece ,zilhicce ayının ilk on günü diye bildirilir.
Onlarca hadisi Şerifte kıymeti anlatılan Arife günü doruğa çıkacak ve akabinde bayrama ulaşacağımız kıymetli,geçip gittiğinde yeri doldurulmaz bir manevi iklim.
"Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!" (Abd b. Humeyd, Müsned, 1/257)
Ruhu ve bedeni aynı anı yakalayanlar bir artı ile geçerler bir sonraki adıma. Anı değerlendirmenin sonsuz huzuru ve kazanımları içinde , gafletten azade, ah keşke içermeyen şuurlu bir zaman olur geride kalan.
İnce ince bezenmiş,çiçek çiçek işlenmiş bir nakış gibi,okumaya doyulmayan kitaplar gibi her anında özen,her anında itina ve güzellik sergileyen,seyre doyulmaz bir tablo gibi olur insanın. O ruhu ve bedeni bir arada geçirdiği zamanlar. Bir sanat eseri gibi izlenir hayatında her geri dönüp baktığında.
Gafletinden nadim olmadan,şükürle...
Niyet etmek ,ruhu ve bedeni bir noktaya getirmek için ilk adımdır. Her işte ilk önce gönülden niyet etmek gerek vesselam...
header.all-comments