Ben fotoğrafını çekene kadar uçtu gitti. Bir minik serçe. Çatının öbür ucundan sıçrayarak geldi görüş alanıma. Gagasında büyükçe bir lokma. Çatının kaplama malzemelerinin üzerine bıraktı gagasındakini.
Çatı kaplama malzemeleri…Eski çatılarda olduğu gibi kırmızı renkli, ıslandığında toprak kokan, şiirlere konu olmuş, bir rengi tanımlayan malzeme değil. Farklı birşey. Siyah renkli bu. Muhtemelen çimento ve katran var alaşımında.
Yeni teknoloji ürünü.
İlk gelen,önüne bıraktığı lokmaya bir gaga darbesi dahi vurmaya fırsat bulamadan uçarak geldi bir başka minik serçe. Gözü yerde duran lokmada. Ekmek parçası mı,bisküvi kırıntısı mı anlaşılmıyor. Lakin gözümün önündeki ekmek kavgası. Ekmek aslanın değil hemcinsinin ağzında.
Ağzında lokmayı getiren,yere bıraktığını kapıp hızla uzaklaşınca diğeri de peşinden uçtu. O lokma kime nasip oldu göremedim.
Kime niyet kime kısmet derler atalar belki de bir karganın nasibidir de serçeye taşıtmıştır yaratan.
Nasip,kişiye yazılmış olandır. Payına düşen,kaşığında çıkan,Allah vermeyi murad ettiğinde hintten,yemendenden gelendir. Nasibi ise kaşığında çıkarken, nasib değil ise sultan Mahmud’u çaresiz bırakandır.
Nasibi ise kişinin Rüstem paşa örneğinde, şairin dediği gibi “ bit’i” bile işe yarar.
“Olacak bir kimsenin bahtı kavi, talihi yar,
Kehlesi dahi mahallinde onun işe yarar.”
Nasibi değilse eğer elindeki lokma ile ağzı arasındaki mesafe çok uzundur, yutamaz.
Vakti zamanı vardır. Bunun için,
“Her dua nasibine, her nasip vaktine esirdir.” der Mevlana Celaleddin Rumi.
Zaman dediğimiz bir andan diğerine yolculuk. Ruh haline göre değişen,bazen kısayken bazen geçmek bilmeyen.
İnsanın emelleri var ihtiyaçlarından öte. Acelecidir de yaradılıştan. Hemen kavuşmak ister arzularına. Beklemek yorar sıkar.
Sabırsızlık eder de bekleyemezse açıkça belirtildiği gibi asıl yurtta nasibi yok demektir. -1-
Duası , bir sonraki ayette buyrulduğu gibi olmalı, nasibini dünyada ve ahirette istemelidir.
Nasibi kişinin illaki gelir,helal yoldan da gelir haramdan da. Duyageldiğimiz örnekler vardır çokça da biz tam da bu noktada Hz Ali’ye atfedilen bir kıssa ile hitama erdirelim.
Hz.Ali Efendimiz atıyla bir yerden gelmektedir.Ezan okunmaya başlar.O da en yakınındaki camiye atını sürer.Kapıya gelince atından iner,bağlamak için bir dal arar.Yoktur.Bir de bakar ki caminin kapısında bir adam beklemekte. Ona der kİ;
-Camiye girecek misin?
-Hayır, der.
O da;
-Eğer namaz kılmayacaksan şu atıma sahip olda ben namazımı kılayım.
Adam;
-Peki,der.
Ali Efendimiz atını adama teslim eder.Koşarak camiye girer.Namazı kılar.Çıkarken kendi kendine der ki;
Adamın hakkı var.Ben de kalmasın.Çıkınca biraz para vereyim!'
Elini cebine atar,iki dinar çıkar.
-Bunu vereyim yeter,der.
Camiden çıkar atın olduğu yere gelir.Bir de bakar ki,at yerinde duruyor ama atın eyeri yok.Sağa bakar,sola bakar adamda yok,eyer de yok.Çalındığını anlar.Kimseye bir şey demeden eyersiz atla eve gelir.Kapıda Sevgili Evlatları Hz.Hasan ile Hüseyin karşılar.Hoş beşten sonra eyerin nerde olduğunu sorarlar.O da meseleyi anlatır.Sonra cebindeki iki dinarı çıkarır çocuklarından birine verir.Onlara der ki;
-Çarşıya gidin,ata bir eyer alın.
Hz.Hasan ile Hz.Hüseyin;
-Tamam,derler.
Doğru pazara giderler.Eyer ararlarken bir de bakarlar ki,adamın biri pazarın bir köşesinde eyer satıyor.Müşteri olurlar.Eyeri kaça sattıklarını sorarlar.
Adam da;
-İki dinara satıyorum,der.
Onlarda fazla pazarlık yapmadan iki dinarı verirler, eyeri alıp gelirler.Hz.Ali Efendimiz çocukları beklemektedir.Geldiklerinde aldıkları eyer bakar.Kendi atının eyeri.Sonra der ki;-Behey adam sen zaten bu iki dinarı alacaktın.Bu senin nasibine yazılmıştı.Çalmadan alsaydın olmaz mıydı?Üstelik bir de helalini haram ettin.
Bir de duamız olsun peygamberimiz efendimizin ettiklerinden.
-“Allah’ım! Bize korkundan öyle bir pay ayır ki, bu,sana karşı işlenecek günahlarla bizim aramızda bir engel olsun. İtaatinden öyle bir nasip ver ki, o bizi cennete ulaştırsın. Merhametli olmayanı da bize musallat etme.” (Tirmizî)
1-I “Bakara / 200.
“Bazı insanlar: “Rabbimiz, bize nasibimizi dünyada ver!” der. Öyle kimselerin âhirette hiçbir nasibi yoktur.”
2-) “İnsanlardan öyleleri de vardır ki, “Ey rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, öteki dünyada da iyilik ver; bizi cehennem azabından koru” derler.”
Comments