
Hızlıca Ocak ayını ve üç ayların ilkini gecirdik. Bugün bir şaban.
Akan zamanın farkına bile varamadık çoğumuz.
Sisli bulutlu, bahar sıcaklığında bir kış günü. Kar hasreti gönüllerde.
Receb ayı içinde Miraç gecesini yad etmeye çalıştık.
Bazıları miraç gerçek, ama onu kutlamak bidat deseler de ben ,büyüklerimden gördüğüm üzere miracı yad etmeye farkındalığın artması, hayr üzere buluşmak ve hayrı çoğaltmak açılarından bakıyorum.
Farkındalığın artması çerçevesinde Miraç hadisesi, sadece Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) ilahi bir mucizesi değil, aynı zamanda insanlığın anlam arayışına rehberlik eden derin bir tefekkür kapısıdır. Miraca bir de bu açıdan bakarsak, mirac , Sidretü’l-Müntehâ ve “Kâbe Kavseyn” “makamlarıyla kul ile Allah arasındaki benzersiz bağın, insanın kulluk bilincinin ve Allah’a yakınlığın sembolü olur.
Günümüz dünyasında bu bilinç ve yakınlık modern insanın manevi krizlerine ışık tutar .
Sidretü’l-Müntehâ, malum, Cennet’in sınırında, Arş’ın altında bulunan, mahlukatın ulaşabileceği son nokta olarak bilinen mübarek bir makamdır.
Güzelmiş.
Güzelliğini anlatmaya kelimeler yetmezmiş. Peygamberimiz öyle anlatıyor. Onu, altından çıkan nehirleri maddi ve manevi derinlikleri ile okumak lazım.
Abdullah et-Tüsterîye göre “beşerî bilginin bittiği yer”Sidretül-Münteha. Müntehâ” kelimesi “son nokta” anlamına gelir. -1-
Resulullah dışındakiler geçemez, yanarmış.-2-
Sidretü’l-Müntehâ, insanoğlunun idrak kapasitesinin son noktasıdır dendiğinde, bu nokta, kişinin nefsini aşarak Allah’a yönelmesini, O’nun varlığını ve kudretini kabul etmesini simgeler.
Yalnızlık, modern çağın en yaygın sorunlarından biri. İnsan, teknolojinin ve bireyselleşmenin hüküm sürdüğü bir dünyada giderek içe kapanmakta ve yalnızlaşmakta.
“Kâbe Kavseyn” makamı peygamberimize hastır. Lakin, Allah’ın kuluna olan yakınlığını hatırlatır. “İki yay kadar, hatta daha da yakın” ifadesi, Allah ile kul arasındaki mesafesizliği ve sevgi bağını ifade eder.
Araplar, bir konuda anlaşacakları zaman iki yayı birbirinin üzerine koyarak uçlarını birleştirir, sonra ikisini beraber çekip bir ok atarlardı. İki yay kadar yakın ifadesi maddi ve manevi yakınlığı, birliği anlatır.
Bunun tefekkürü, bu hakikati kavramak, insanın yalnızlık duygusundan kurtulup Allah’a sığınmasını ve O’nun sevgisiyle huzur bulmasını sağlar.
Nihai olarak, Miraç, Allah’a yakınlaşma yolculuğunda tüm insanlık için bir kılavuzdur; çünkü her insanın bir Sidretü’l-Müntehâ’sı ve bir Kâbe Kavseyn noktası vardır.
Her ruhun özlediği, her kalbin aradığı yakınlık…
Allah’a en yakın olma arzusudur.
Rabbimiz bunu bilir ve lütfeder. Bir lutuf olarak kullarını arzularına kavuşturacak bir kapı açar o gece. Namazı kullarına hediye eder.
Namaz müminin miracıdır.
O kapı, günde beş defa önüne açılır. Rabbine doğru yükselişi, dünyadan sıyrılışı,daracık, sıkışmış hayatlardan sonsuzluğa kanat açışı olur.
Namaz, sadece bir görev değil, ruhun özüne döndüğü, insanın Rabbine en yakın olduğu andır. Rabbimiz, “Secde et ve yaklaş!” (Alak, 19) buyuruyor.
Secde, insanın Miracındaki en büyük yakınlık makamıdır. Bütün varlığın yerle bir olup, yalnızca Allah’a ait olduğu an…
Kıyam, rüku, sucud … ardından,Miraç’ta, Allah Resûlü (s.a.v.), Rabbine tahiyyat ile selam sunduğu gibi , insan da , her namazda aynı selamı tekrar eder,
“Ettehiyyâtü lillâhi ve’s-salavâtü ve’t-tayyibât. Esselâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtüh.”
Tahiyyatta o selamı alan Peygamberimiz (s.a.v.), sanki müminle birlikte yine Rabbimize yöneliyor. Miraç’ta yaşananlar, namazda yeniden canlanıyor.
Miraç, Peygamberimiz (s.a.v.) verilen mucize bir ikram. Mahzun gönlünü sürura erdiren.
Onun ümmetine, her gün beş defa nasip olan ikram da namaz .
Secdeye vardığında dünya silinir, perdeler kalkar, Allah ile arandaki mesafe yok olur. Çünkü her insanın bir Sidretü’l-Müntehâ’sı vardır. Ve her mümin, secdeye vardığında, kendi Kâbe Kavseynine ulaşır…
1-) Necm Suresi 14-16. Ayetler.
2-) Keşşafu İstilâhati'l-Fünun, "Sidretü'l-Müntehâ" maddesi).
🌹💖