İçe açık ,dışarı kapalı günlerden sonra ,şimdi herhangi bir yerde aniden karşısına çıkabilecek görünmez düşmanın varlığına rağmen sığınağından dışarda yaşamayı yeniden öğrenme stresi içinde bir kısım insanlar.
Ancak diğer bir kısımın pervasız biganeliği yüzünden tedirgin bir öğrenme süreci bu.
Şimdi,görebilirsin,sarılamazsın-gezebilirsin,yakınlaşamazsın aşamasındayız top yekün.
Gönül selamı serbest,üç metreden. :)
İçinde bulunduğumuz sürecin bu kısmında ferahlık veren kokular ile haşır neşirim. Ev imkanları ile gül suyu, gül yağı,yasemin yağı yapmak ve bu vesile gündemden uzaklaşmak maksadım. Güllerle haşır neşir oldukça dalgalı deniz sakinleşip duruluyor.
Malum insanın vücudunun frekansı 62-72 MHz dır. Gül koklandığında 320 MHz ye yükselir.
Hal böyle olunca insanın içinde bulunduğu ahvali algılayıp ona göre ortama koku veren aletler olsa diye hayal kuruyorum. .
Sınav salonlarına,okullara,çalışma alanlarına,hastahanelere özellikle MR bölümlerine özel kokuları belli aralıklar ile salan aletler olsa. Dikkati toplamaya,stresi azaltmaya ,ferahlamaya yardımcı olsalar. Sağaltıcı etki yapsalar.
Hayal bu ya, gönlümden, dilime dua olur,kabul olur. Bir gün aromaterapi uzmanları ve tasarımcılar el ele verip böyle bir güzellik sunarlar insanlığa.
Zamanı koku ile arz etmek,anı ve mekanı sabitler. İnsanın koku hafızası,duyma ve görme duyularından güçlü bir hafızadır.
Geçmişten günümüze zamanı koku ile sunan saatlerden üç örnek ile devam edeyim.
Byung-Chul Han, “Zamanın Kokusu ‘Bulunma Sanatı Üzerine Felsefi Bir Deneme’ isimli kitabında 19.yy da Çin’de hsiang yin adı verilen tütsülü saatlerden söz eder . Bu tütsü saatler, kokuyu zamanı göstermek kadar, akıp giden zamanın,yerine bıraktığı kokuyu insanı anda ve mekanda sabitlemek için kullanmışlar.
Tütsü saatler çok süslü olur,dekoratif tepsiler içinde tasarlanırlarmış. İlk önce ölçmek istenen zaman dilimine uygun olacak uzunlukta bir tütsü çubuğu seçilir. Kısa çubuklar kısa süreli zamanlar için; spiral şeklinde uzun çubuklar ise günler için kullanılırmış. Tütsü çubukları, belirli zaman aralıklarına göre dizilen, uçlarında metal toplar olan ince iplerin altından geçirilir. İstenen vakit geldiğinde yanan tütsü, çubuğun üzerindeki ipi yakar ve tepsiye düşen topların çıkardığı ses alarm işlevi görürmüş.
Şimdilerde de kokular ile saatleri birleştirerek anın stresini ferahlığa çevirme çalışmalar yapmış konuya ilgi duyanlar. Sabahları insanın sevdiği kokular ile uyanmasını mümkün kalan Sensor Wake çalar saat bu konuda yapılmış çalışmalardan biri. Yatmadan önce saat kuruluyor ve sabah duyulmak istenen kokunun kapsülü saatin içine yerleştiriliyor. Çimen, kakao, çilek,şeker ve hatta para kokusu tercih edilebilecek şıklar arasında.
Bir diğer çalışmaya göre,Bilişsel bilim uzmanı Profesör Alexandra Horowitz e göre köpekler zamanı koklayarak bilirlermiş. Çünkü her vaktin bir kokusu varmış.
Bu tür bir bilgiden mi yola çıkmış bilinmez Patrick Palcic günün her saatine bir koku belirlemiş. Bir saat oluşturmuş. Üzerinde on iki küçük delik bulunan bakır bir yüzey. Her delik bir saati temsil ediyor. Bakır yüzey yavaşça dönerken o saate geldiği zaman,seçilen parfüm , kokunun buharlaşması için bakır yüzey üzerinden damlatıyor. Ayrıca metali oksitleyerek yüzeyde daha açık işaretler bırakmasını sağlıyor. O saat geldiğinde ortam o koku ile doluyor bir anda. Kokuya göre saati okuyor kullanan.
Benim hayalimdeki kişinin ruh haline göre çalışan aygıt vasfına ulaşamamış henüz. Ama yine de çok hoş .
Son söz Necip Fazıl Kısakürek “Geçen dakikalarım” şiirinin mısaraları ile olsun.
Kimbilir nerdeseniz,
Geçen dakikalarım?
Kimbilir nerdesiniz?
Yıldızların korkarım,
Düştüğü yerdesiniz;
Geçen dakikalarım?
Acaba tütsü yaksam,
Görünür mü yüzünüz?
Acaba tütsü yaksam?
Siz benim yüzümsünüz
Eğilip suya baksam,
Görünür mü yüzünüz?
...
Comments