Geldi geçti ömrüm benim
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle gelir
Şol göz yumup açmış gibi
Yunus Emre mısraları ne güzel anlatıyor hızla akıp giden zamanı. Yel esip geçmiş gibi, göz yumup açmış gibi,bir başlamış da bitmiş gibi...
Henüz yolun başında olanların kendi nesillerine masal gibi anlatacakları bir inanılmaz hikaye içinde yol alırken,çöl içinde bir vaha yürüyüp geçtiğimiz. Devran dönerken vahanın son yeşillikleri gördüğümüz.
Bu bereketli vahadan ayrılmadan, iyice odaklanmak ve büyük ikramiyeyi,seksen senelik ibadetle geçmiş bir ömür fırsatını yakalamak gerek.
İnsan ömrünün belli bir vadesi var ve bu süre içinde rabbinin rızasını kazanacak ameller yapması gerek.
Evvelki nesillere bakıldığında ömür süresi eski nesillere göre kısalmış gözükmekte. Rivayet odur ki efendimiz üzülmüş “benim ümmetimin ömrü az,sevap kazanma süreleri kısıtlı” diye. Rabbimiz Kadir gecesini lütfetmiş kullarına. -1-
Bin aydan hayırlı bir gece. Kur’ân-ı Kerîm’in bazı âyetlerinde de bin ve elli bin yıla tekabül eden “gün” diye de geçer. (2).
Bir hadiste inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihyâ edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği müjdelenmiş.-3-
Öyle bir gün lütfetmiş ki rabbimiz Muhammed ümmetine,daha önce hiç bir ümmete nasip olmamış.
Bir gün ki bir ömre bedel . Ona nail olup,layık-ı vech ile değerlendiren,tertemiz bir başlangıç yapacak kalan ömrüne.
Lakin gizli. İp uçları var ama müphem. Bu ayda,şu günlerde arayın demiş efendimiz sav. Rüzgar esmez,yağmur yağmaz,bulutsuz ve latif bir gecedir diye ip uçları göstermiş. Güneş bir başka doğar,yükselinceye kadar büyük bir tabak gibidir, uyumayın bekleyin, görün diye uyarmış.
Anlaşılıyor ki,belli bir gün çalışıp ömrü kurtardım düşüncesi,duygusu değil istenen. Rabbimiz isteseydi bütün kullarına ayan beyan bildirirdi bu muazzam geceyi.
Hz Hacer misali çöllerde,suya hasret,su bulma ümidi ile Safa’dan ,Merve’ye,Merve’den,Safa’ya say etmeli,Hz İbrahim gibi bıkmadan usanmadan baktığı her yerde,maksudunu aramalı,bulmaya talip olan.
“Hakikat,aramakla bulunmaz,ama bulanlar hep arayanlardır” der Beyazıt-ı Bestami. Meşhur sözdür. Bilirsiniz.
Rabbimizin gizlemeyi murad ettiğini, lütuf edip ayan ettiklerinden başka kim bulabilir.?
Arama arzusu gönlüne düşerek çabalayanlar bulur elbet. Çalışıp,çabaladığı için değil ancak istemeleri ve bulmaları lutf edildiği için.
Rabbimiz bir şeyi vermeyi murad ettiğinde ,gönlüne düşürür, el açtırıp yana yakıla dua ettirir,arattırır,buldurur. Nihayetinde perdeler açılır. Sırlar ifşa olur.
Vermeyi murad etmezse unutturur,meşgul eder,himmetini dağıtır.
Kula düşen niyet ,dua,gayret,say,say ettiğinde de sabır ve sebat . Bu özel gün için bu nimete nail olmak isteyenden,istenen bu.
Bu özel geceyi bulma gayretinin sonucu itikaf. Dünyadan uzlet ederek aklı,gönlü,ruhu, bedeni herşeyi ile matlub olanı bulmaya talip olmak demek.
Sünnet malum. Efendimiz Kadir gecesine ulaşan yolu göstermiş ümmetine.
İnsan,eriştiği her Ramazan’ın son on gecesini ihya ederse, ömrü boyunca en az bir kere kavuşma ümidi olur Kadir gecesine.
Ayrıca , Ramazanın son günleri gelip de Kadir gecesine erişemedim diye üzülenlere Efendimiz bir kaç hadis-i şerifinde telafi imkanı gösterir.
Kendisine Kadir gecesini soranlara Kadir gecesinin o sene için geçtiğini ancak 27.geceyi ihya edebileceklerine işaret ederek,
Bu yıl Kadir gecesi ramazanın ilk gecesiydi, geçti. 27. geceyi ihya et! Ramazanın 27. gecesini ihya edene, vücudundaki kıllar sayısınca, hac, umre, şehit ve gazi sevabı verilir) buyurdu.
Başka birine de, (Bu yıl Kadir gecesi geçti, fakat Ramazanın 27. gecesini ihya et! Kadir gecesi sevabına kavuşursun. Şefaatten nasipsiz kalmazsın) buyurdu.
Hazret-i Âişe validemize de, (13. geceydi, geçti. Kadir gecesini kaçırdıysan, 27. geceye kavuşursun. O geceyi ihya edersen, ahiret yolculuğu için, azık olarak, o geceki ibadet sana yeter.Buyurmuştur.-4-
Bu sene de geçti mi bilinmez. Ama 27.geceye kavuşuruz inş.
Kavuşursak duamız ,kendimize,neslimize ve ümmet-i Muhammed’e hz . Aişeye tavsiye edilen dua olsun.
Hz.Aişe Rasûlullah (sas)'e: “- Ey Allah'ın Rasûlü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?” diye sordum. Rasûlullah (sas):
“- Allahümme inneke afüvvün tühıbbü'l-afve fa'fu annî: Allah'ım sen çok affedicisin, affı seversin, beni affet.” diye dua et, buyurdu.-5-
Son olarak hemen her Ramazan ayının sonunda yazıyorum çok sevdiğim hz Ömer’den nakledilen bu anekdotu. Yine ekliyeyim buraya. Mağfiretimize vesile olur ümidi ile.
Ramazan ayının son on günü içinde Hz. Ömer (r.a.) Resûlullah (s.a.v.)’in kabrini ziyaret eder. Kabri önünde bir bedevinin dua ettiğini görür ve arkasında durup duasını dinleneye başlar. Şöyle dua etmektedir bedevi:
“Yâ Rabbi! Bu senin Habibin, ben de kulunum. Şeytan da düşmanın. Eğer beni bağışlarsan habibin sevinir, kulun kazanır, düşmanın üzülür. Beni bağışlamazsan habibin üzülür, düşmanın sevinir, kulun helak olur. Yarabbi! sen habibini üzmekten, düşmanını sevindirmekten, kulunu helak etmekten daha cömertsin. Yâ Rabbi! Araplar arasında asil insanlar vefat ettiklerinde kabri başında kölesini azat etme geleneği vardır. İşte Alemlerin Efendisi vefat etti. Kabri başında beni cehennemden âzât et”.
1-(el-Muvaṭṭaʾ, “İʿtikâf”, 6)
2-es-Secde 32/5; el-Meâric 70/4
3-Buhârî, “Fażlu leyleti’l-Ḳadr”
4-5 Necat.
5-Tecrîd-i Sarih Tc. VI, 314.
Comments