Cihan bâğında ey âkıl, budur makbûl-i ins ü cin, Ne kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin!
İncinmek,sızı gibi derinden hissedilen acının adı. İleri boyutu kırılmak.
İncitmemek sanki daha kolay da incinmemek pek mümkün değil gibi geliyor insana.Herhangi bir uzvu incindiğinde insanın,kırılmasına göre daha kolay iyileşir. Birkaç gün sızılar,şişer sonra yavaş,yavaş şifa bulur. Kırıldığında acısı artar,iyileşme süreci uzar,ama yine de iyileşir.
Ama bu incinip kırılan gönül ise iyileşme ümidi çok azdır. İnsanın gönlü sırça saraydır. Değil kırmak,incitmeye gelmez.o sırça saray bir daha asla eskisi gibi olmaz çünkü.
Niye incinir gönül,neden kırılır.? En çok sevdiklerinden kırılır. Sevgi bekler,anlayış bekler,ilgi bekler. Bunların sözler ve davranışlar ile dile gelmesini umar. Bekler.
İnsan bu, bir sözden, bir halden, bir dudak kıvrımından incinir. Bazen bir susuştan, bir dalgınlıktan incinir.Ama illaki de en çok sevdiğinden incinir.
Bir beklentiye girip , incinmemek hayli geniş bir gönül, kuvvetli bir irade istiyor. Nefis tezkiyesi istiyor. Nefsini,kalbini belli bir olgunluğa getiren kişi,kimseden bir şey beklemez ve ummaz ,incinmez.
Bir tasavvuf tarifinde “İlk dersi incitmemek, son dersi incinmemek olan mânevî tahsil...” diye okumuştum.
Gönlü inciten işlerin yaratıcısı Allah olunca; incinmek, rızâsızlık olur, teslîmiyetsizlik olur, isyan olur. Kemal noktasında eksiklik olur.
Bu eksikliğe işaret ederek Alvarlı Efe m.lütfi Kemal’de noksan imiş ,incinen incitenden demiş.
Âşık der inci tenden İncinme incitenden Kemalde noksan imiş İncinen incitenden...
Kendisinin uzunca bir şiiri de var. Kısa bir bölüm ,
Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cânanı incitme
Esir-i gurbet-i nâlân olan insânı incitme
Tarîk-i ışkda bi-çâreyi hicrânı incitme
Sabır kıl her belâya hâne-yi Rahmân’ı incitme
Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme
Diyor. Bu sebeple incinmemeli, unutmalı, görmemeli, müsamaha etmeli, hayra yormalı.
Al-i İmran Suresi Ayet, 159
''Allah rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et. ( O’na dayanıp güven) Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.’’
コメント