“Tanrı uludur, birdir, tektir.
Ondan başkası yoktur.
Bir tanedir,
O'dur her varlığı yaratan
Bir ruhtur Tanrı, görünmeyen bir ruh...
Ta başlangıçta vardı Tanrı,
Tek varlıktı o.
Hiç birşey yokken o vardı.
Herşeyi o yarattı (...)
Ezelden beri süregelen varlığı,
Ebediyete kadar sürecek,
Gizlidir Tanrı, kimse görmemiştir onu. ”
Yukarıdaki satırlar MÖ 1372 de firavun olan Akhenaton’a ait.
Bazılarına göre hz Yusuf’un torunu,bazılarına göre hz Musa,son dönemlerde iki Fransız araştırmacıya göre de hz ibrahim olan Akhenaton,
halkına ilâh'ın tek ve bir olduğunu, isminin de ATON olduğunu ilân etti. Adını, Aton'un hizmetkârı anlamına gelen AKH-EN-ATON şeklinde değiştirdi.
Tek bir tanrı olduğunu ve tanrının zamandan önce de olduğunu, her şeye gücünün yettiğini, her şeyin yaratıcısı olduğunu fakat onu yaratan herhangi bir şeyin olmadığını söyledi.
Akhenaton'un inandığı ve halkının da inanmasını istediği tanrı, kendi ifadesine göre, yalnız Mısırlıların değil, bütün insanların, bütün kainatın tanrısı idi.
Akhenaton’a göre Güneş'i, Ay'ı, yıldızları yaratan "O" idi. Günümüzdeki tasavvuf inancına benzer bir inançla her şeyde Tanrı’yı görüyordu.
İnancına göre yaşlı bir adam gençlerin bulunduğu bir yere gelince gençler oturdukları yerden kalkmak zorundaydılar. Erkekler sünnet oluyorlardı. Domuz eti yemek günahtı. Gusül abdesti almak durumundaydılar.
Başşehiri başka bir yere taşımak üzere Aton’a tapanların yeni dini ve siyasi merkezi olarak Amarna’da bir şehir kurulmasını emretti.
Bütün bu geçişler sırasında kendisine şiddetle muhalefet eden,baş edemeyince kinlerini kalplerine gömen rahipler akhenaton’a en büyük darbeyi oğlunu çok tanrılı dine sevdalı, babasına düşman yetiştirirerek vurdular.
Babasının ölümünden hemen sonra eski dine dönüp babasına ait bütün izleri silip Yok etti.
Bu sebeple Mısır firavunlar tarihinde akhenaton devrine ait belge bulmak zordur.
Bin yıllar öncesi niye gündemime düştü diye izah etmek istedim.
Ben Akhenatonu ilk Nazan Bekiroğlu’nun “cam ırmağı,taş gemi “ kitabı ile tanıdım.
Ta milat öncesinden etkiledi beni. Çok araştırıp okudum sonraları. Neden bu kadar gönlüme düştü diye.
Araştırıp okudukça bir
peygamber ,özellikle de İbrahim peygamber olma ihtimalini sevdim.
Bu dünyada herkes bir şeyler bırakır geride. Evlat bırakır,hayr hasenat bırakır. Hiç olmazsa bir seveni bulunur arkasından. Hayr ile yad edeni çıkar.
Güçlü bir lider olarak kalabalıklar içinde yapayalnız oluşuna,kıymetinin bilinmeyişine,en yakınlarından,evladından bile vefa görmeyişine acıdı yüreğim.
Bin yıllar sonrasında
benim gibilerin gönlüne,kalemine,diline,
düşmüş ise,gönlümüze düşürenin rızasını kazanmış olması muhtemeldir diye düşündüm.
Vesselam...
Comments