top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

Sıbgatullah.

Yaz aylarına girdiğimiz bugünlerde inanılmaz bir renk zenginliği var gezip dolaştığım her yerde. Fotoğrafçıların altın veya sihirli saat dedikleri güneşin doğuşundan bir saat sonra ve güneşin batışından bir saat önce olan zaman diliminde bir masal diyarına dönüşüyor ağaçlar, çicekler ,çimenler.

Binalar,beton duvarlar,çelik teller bile o sihirli saatlerde gizemli bir hal alıyor başka bir aleme ait gibi duruyorlar.

Ben her bahar aşık olurum derken şarkının güftesinde şair, kupkuru dalların kurumuş otların sarı,kahverengi,gri renklerin ardından bu rengarenk güzelliği lütfeden kudrete hayranlığını dile getirmek ister sanki.

Renk bir şeyi diğerlerinden ayıran özelliklerden bir tanesi. Işığın, kendi öz yapısına ya da cisimlerden yansımasına bağlı olarak gözde oluşturduğu duyum diye ifade edilir. Toplumlara göre değişiyor hangi rengin ne ifade ettiği. Mesela kırmızı, batının bazı toplumlarında aşkı,İrlanda da savaşı, Romalılarda zaferi,kızılderelilerde tutkuyu,Japon’larda mutluğu anlatır. Mavi Araplarda husumeti, düşmanlığı ifade eder.

Kadim Türk toplumlarında yönler olarak kullanılmış görürüz renkleri. Kara kuzey ,ak güneydir mesela. Niçin Karadeniz kara imiş bu bilgilerden sonra anlam kazanır .

1913 ’te bir Fransız hekimler meclisi, hastahane salonları duvarlarının, bölümlerine uygun olarak boyanmasını öğütlemekteydi. “coşkunlar için mor, umutsuzlar için kırmızı, ağır kanlılar için sarı”; aynı zamanda okulların yeşile, kışlaların kavuniçi renge boyanması tavsiyeleri arasındaydı.

Zamanımızda ise tedavi ve koruma alanında renk kullanma evrensel bir usul olarak uygulanmaya devam etmekte.

Sarı şeritler mekanik bir tehlikeyi, kavuniçi şeritler termik bir tehlikeyi belirtmekte; yeşil yardım istasyonunu, canlı kırmızı bir fon yangın malzemesini işaret etmekte, mavi şekiller dikkat çekmek için kullanılmaktadır.

Renkler dünyasına dalmışken ,Kuran’ı Kerim’de renklerden nasıl bahsediliyor diye bakmak istedim. Yedi ayette,dokuz yerde “levn” kelimesi ile ifade ediliyor renk. Sarı mavi yeşil kırmızı renkler anlatılmış. Renklerin anası beyaz ve hepsinin kaybolup gizlendikleri siyah da var anlatılanlar içinde.

Sıbga da boya olarak kullanılmış. Sıbgatullah.

Allah’ın boyası. Allah’ın boyası ile boyanma manasına gelen bu tamlama, İslâmi eğitim anlayışı içinde bir deyim olarak kullanılır. Doğumun akabinde Sarımtırak bir suya batırılarak vaftiz edilen sonra gerçek Hristiyan olduğuna hükmedilen bebekler peygamber sav efendimiz tarafından şöyle anlatılır. “Her doğan çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. Sonradan anne-babası onu Yahûdî, Hristiyan veya Mecûsî yaparlar.”

Buna mukabil yaradılıştan itibaren her yönüyle müslüman olan, İslam'ın emir ve yasaklarından sakınan, kısaca Kur'an hükümlerini hayatına hakim kılan bir insan en baştan Allah'ın boyası ile boyanmıştır.

Allah'ın boyasıyla boyandım" diyenin, nasıl bazı renkler görüldüğünde vermek istediği anlam evrensel olarak okunabiliyorsa , bütün dünyada dışarıdan bakıldığı anda müslüman olduğu anlaşılmalıdır.

Âllah'ın boyası (ile boyan). Allah'ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir! Biz ancak O'na kulluk ederiz" (el-Bakara, 2/138).

Renklerin açıkça bilinen anlamlarının yanısıra çağrıştırdığı anlamlıları da vardır. Bu anlamlar çeşitli ifadelerde dile gelerek her türlü iletişimde muhatap olanın beyninde adeta sihirli bir etki oluştururlar.

Kur'an'da, beyaz, içten duygulardır, sevgidir, mutluluktur. Yakub Peygamber ile ilgili hüzündür; ama evlad sevgisine işaret eden ulvi bir duygu olarak.

Beyaz hz Musa’nın mucizesi,yüzlerin beyazlaması ,kararması,siyah ve beyaz ip,hesap günü yüz akı ile ayrılmak, içten duygular,sevgi,mutluluktur.

Siyah da hüzündür. Ama süfli bir hüzün . Kazanma şansı varken bencillik, zevk uğruna heba edilmiş bir hayata dair bir hüzün, günahkarların hüznü. Sonu gelmez ıstıraplar ve acıyı anlatan hüzün. Siyah, günahkarların yüzünde ve onların mutsuzluğunda gösterir kendini. Cehennemdir aynı zamanda,cehennemdeki siyah dumandır,katmandır.

Kuran’ı Kerîmde sekiz ayette geçen yeşil kelimesi ile Cennet ,yeşil bahçeler,yeşil İpek elbiseli huriler, toprak,bitki,ağaç, başak anlatılır. Diriliktir. Hayattır. Bezektir.

Sarı renge gelince”Safrâü” şeklinde bir kere “musferren” şeklinde üç kere ve “Sufrun” şeklinde bir kere olmak üzere toplam beş ayette sarı renk geçmektedir. Sarı renk ile hayat ve ölümün anlatıldığı ayetlerde dünya hayatı bir saman çöpü gibi ifade edilir ve bütün fanilik ve değersizlik sarı renkte kendini bulur.

Kur'an'da sarı renk her defasında yokluk, hüsran, isyan duygulan ile beraber anılır. 'Sarı develer' terkibinde olduğu gibi azaba, bazı ayetlerde yağmursuzluğa, kuraklığa ve ölüme; ama hep mahrumiyete işaret eder.

Kur’ân’da kırmızı da mavi renk gibi Kur’ân’da bir yerde geçer.

“Görmedin mi Allah gökten su indirdi/Onunla renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan (geçen) beyaz, kırmızı, değişik renklerde ve simsiyah yollar (yaptık). İnsanlardan, (yeryüzünde) hareket eden (diğer) canlılardan ve hayvanlardan yine böyle çeşitli renklerde olanlar vardır... “ kırmızı ile dağlar üzerinden geçen yollar anlatılmaktadır.

Mavi Renk ise Kur’ân’da bir yerde yani Tâhâ, 102, ayetinde şu şekilde geçmektedir: O günde Sur’a üflenir ve biz o zaman günahkârları, gözleri (korkudan) gömgök bir halde mahşerde toplarız.

Mavi daha net bir renk olarak anlatılır diğer renklere göre.Cennette beyazdan yeşile doğru bir renk harmonisi varken, Cehennemde her yer duman, is ve karadır. Buna bir de ateşin harareti ve Cehennemin zebanilerinin solumaları eklendi mi kafırlerin gözlerindeki dehşeti mavilikten daha iyi anlatacak başka bir renk yoktur.

Mavi,göz rengi,düşman hasım,ruhi bunalım,bedbahtlık. Dehşet,korku,ümitsizlik anlatır. Mavi Araplar tarafından sevilmez. Onlar suyu bile çoğu zaman mavi olarak anmazlar. Beyaz derler, suya.

Ne güzel anlatmışlar Kuran’da renkleri. O satırlarla özetleyeyim konuyu.

“Kuran’da Mavi ve sarı arkadaş siyaha. Beyaz da yeşile mihmandar. Gelişigüzel kullanılmaz asla.Kuran’da renkler konuşur,güler,ağlar,feryad eder, korkar.”

29 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Her insan bir biyografi yazarıdır.

Kapılar yeni manzaralar demek geçince, görünen  afakta.    Etrafına örülmüş duvarların sınırı sona erer kişi bir kapıdan geçip ileriye...

Comments


bottom of page