top of page

Ra'sü'l-hikmeti mehâfetullâh

Yazarın fotoğrafı: hümahüma

Dedemin Hicri tarih ile doğum günü, 1 safer.

Takip ettiğim Hicri takvime göre dündü,telefonun takvimine göre bugün.

Vefatının üzerinden yarım asıra yakın zaman geçti. Sözler aynı olsada,zaman aşımı ve uygulanan teknik işlemlerden dolayı sesi biraz değişti. Sesinin tatlı tınısı hissedilemiyor.

Lakin, sevenleri onu sevmeye,sohbetlerini dinlemeye,ardından hizmet etmeye devam edenler gayretlerine, bu çalışmalar neticesi ile sadaka-ı cariyesi olan sohbetleri bir çeşme misali gürül gürül akmaya devam ediyor.

Genel olarak sevenlerine ettiği nasihatlerin yanında evlatlarına,torunlarına özel nasihat ve tembihleri de var tabii.

Çokça dillendirdiği beklentileri, arzuları,teşvikleri mevcut.

Bunların arasında bana söyledikleri arasından iki tembihini zikretmek ve bu vesile ben de kendimce dedemi yad etmeye vesile olmak istiyorum.

Bir tanesi henüz ilkokul çağlarında iken günde üç kere Allahu rabbi,Allahu mai,Allahu şahidi diyerek Allah’ın rabbim olduğunu,her daim benimle bulunduğunu ve beni gördüğünü hatırlamam tavsiyesiydi.

Bu zikrin Sehl bin Abdullah Tüsterî’nin zikri olduğunu,kendisin büyük evliyaullahdan olduğunu söyledi. Anekdotlar anlattı onun hayatından . Kerametleri zahirmiş ama kendisi kötü huyların iyiye dönüştürülmesini en büyük keramet olarak kabul edermiş. Ona da bu zikri aynı zamanda dayısı olan Muhammed Sevvâr tavsiye etmiş.

Üzerinde biraz uzunca durmak istediğim ikinci tembihi ise yaşımın daha büyük olduğu,evlilik hazırlıkları içinde olduğum bir dönemde duvarda asılı “Ra'sü'l-hikmeti mehâfetullâh” yazısını burada ne yazıyor diyerek bana okuttuktan sonra, hayat düsturu olarak yön gösterdiği tembihtir.

“Ra'sü'l-hikmeti mehâfetullâh” (“Hikmetin başı Allah korkusudur.” Süyûtî’inin,Camiu’s-Sagîr’inden bir hadis-i şerif .Bu sebeple çok eski zamanlardan bu yana hattatlar tarafından çokça tercih edilmiş,levha olarak yazılmış. Bakıp okuyan derin tefekkürlere dalsın diye olsa gerek.

Örnek vermek gerekirse, Bursa’nın meşhur Ulu Camisinin içindeki meşhur hatlardan biri de,caminin kuzeydoğu köşesinde bulunan “Ra'sü'l-hikmeti mehâfetullâh” yazılı levhadır. Celî sülüs hattı ile Hattat Şefik yazmıştır. Fotoğraftaki o levhadır.

Bir tanesi de Sultan III. Ahmede ait hat eserleri arasındadır. Mukaddes Emanetler dairesine giden yol üzerinde çok güzel bir sülüs levhadır.

Hikmet,her şeyde görünenin ardındaki ince,hassas manaları anlayıp kavramaktır. Doğru bilgi ve faydalı iş olarak da tanımlanmıştır. Kuran-ı Kerim’de ve Hadis-i Şeriflerde pek çok kere geçmiş, aynı ayette bile çeşitli manaları zikredilmiş. Bunlarla alakalı iki tezi örnek olarak aldım. İlgili ayet ve hadisi şeriflerden bir kısmını ve merhum Kani Karaca’nın bestesini de yine yazının sonuna ekledim. . -1-

Kime hikmet verilmiş ise ona pek çok hayr verildiğini bize Kuran-ı Kerim söyler. -2-

Kime verildi ise ona pek çok hayr da verilmiş olan “hikmetin başının” Allah korkusu olduğunu da zikrettiğimiz hadis-i şerif söylüyor.

Bir şeyin başı ,başlangıç noktası olabileceği gibi zirvesi de olabilir. Böyle bakınca hikmetin başlangıç noktası ve şahikasının da Havfullah- Haşyetullah olduğu söylenebilir.

Havfullah’dan yola çıkıp,Haşyetullah’a ulaşmak.

Havf ve haşyet korku demek. Kuran-ı Kerim’de böyle bir ayırım yok.Korku her iki kelime ile de ifade edilir ama literatürde havf daha çok maddi olan, gözle görülür sebeplerden kaynaklanan korkuyu; haşyet ise saygıdan doğan, ümide yönelik, yüceltmeyle birlikte bulunan bir korkuyu ifade eder.

Hikmet sahibi Havfullah’dan Haşyetullah’a seyreder.

Cehennem korkusu ve cennete girememe endişesi,onun gücünden,sonsuz kudretinden korkmak, kendi haline,ameline güvenmemek olarak havf olarak ifade edilebilir.

Allah’a olan sevgisinden dolayı sevdiğinin rızasını kaybetmek ,gözünden düşmek, cennette en büyük nimet olacak olan cemalullahı görememek endişesi haşyete örnek olabilir.

Allahı seven ve onun rızasını kazanamamaktan korkan kişinin hüznü ve gözyaşı çok olur. Bu gözyaşları onları cennete yaklaştırır. -3-

Haşyet duymamak da kalbin hastalıklarındandır. -4-

Haşyet, sadece insana özgü bir korku değildir. Taşlar, Allah korkusundan yuvarlanır. Dağlar da Kur'ân-ı Kerîm'in kendilerine inmesi halinde parça parça olma istidadındadır. -5-

Havf ve haşyet, sahibinde takva ile kendini gösterir. Allah’ın rahmetinden ümit kesmemek,Tövbe ederek ilim ve güzel ahlak sahibi olmak, kötülüğün ardından iyilik yapmak şiarlarındandır...






Hamiş.

1-“Korkarak ve ümit ederek Rablerine dua ederler.” (Secde Sûresi-ayet 16)

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve salihlerle beraber olun.” (Tevbe Sûresi-ayet 119)

“Eğer iman sahibi iseniz benden korkunuz.” (Âl-i İmran Sûresi-ayet 175)

“Sadece benden korkunuz.” (Nahl Sûresi-ayet 51)

“(Onlar) üstte bulunan Rablerinden korkarlar.” (Nahl Sûresi-ayet 50)

“Sabah akşam demeden, kendi içinden, korkarak ve yalvararak, alçak sesle Rabbini zikret ve gafillerden olma.” (Araf Sûresi-ayet 205)

“Ey inananlar, Allah’tan korkun ve kişi yarın için ne (yapıp) gönderdiğine baksın. Allah’tan korkun; çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Haşr Sûresi-ayet 18)

“Eğer mümin iseniz benden korkunuz.” (Âl-i İmran Sûresi-ayet 187)

”Allah’tan ancak alim olan kullar korkar.” (Fatır Sûresi-ayet 28)

“Rahman’a gıyaben korku duyan ve tevbe edip Hakk’a bağlanan bir kalp ile gelen kimseye mahsus cennet vardır.” (Kaf Sûresi-ayet 33).

“De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” (Zümer Sûresi-ayet 53)




-“Nerede olursan ol, Allah’tan kork. Şayet sizden bir kötülük vâki olursa, arkasından bir iyilik yapsın ki, o kötülüğün eserini gidersin. İnsanlara güzel ahlakla muamele et (iyi geçin)” (Dârimî, Rikak).

-“Allah’ın yasak ettiği şeylerden kaçının ki, insanların Allah’tan en çok korkanı olasınız.” (Fethu’l-Kebîr)

-“Allah’ım! Bize korkundan öyle bir pay ayır ki, bu,sana karşı işlenecek günahlarla bizim aramızda bir engel olsun. İtaatinden öyle bir nasip ver ki, o bizi cennete ulaştırsın. Merhametli olmayanı da bize musallat etme.” (Tirmizî)

-“Hz. Aişe validemiz (r.anha): ”Ya Resûlallah, ”O kimseler ki, yaptıklarını yaparlar ve kalplerinde de korku vardır (Müminun Sûresi-ayet 60)” ayetiyle içki içen, zina ve hırsızlık yapan kimseler mi kastedilmiştir?” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) cevaben buyurdu ki:

“Hayır, bu ayetle oruç tutan, namaz kılan, sadaka ve zekat veren; fakat buna rağmen acaba bu amellerimiz kabul edilecek mi diye korkan kimseler kastedilmiştir.” (Müslim, Ahmed b. Hanbel)

-“Resûl-i Ekrem (sav) Efendimiz “Allah’tan en çok korkanınız ve yasaklarından da en ziyade kaçınanınız benim” (Buhari, Müslim, Nesâi) buyurmuştur.

2-Bakara suresi 269.ayet

3- -“İnsanlar Dâvud (as)’u hasta zannederek ziyaretine geliyorlardı. Halbuki o hasta değildi. Allah’tan korkuyor, O’ndan haya ediyordu.” (Süyûtî, Camiu’s-Sagîr)

-“Süt çıktığı memeye girmediği gibi, Allah korkusundan ağlayan kimse de cehenneme girmez. Allah yolunda cihad edenlerin tozu ile insanın burun deliklerine dolan cehennem dumanı asla bir arada bulunmaz.” (Tirmizi, Nesâi, Ahmed b. Hanbel)

-“Benim bildiğimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız.”(Dârimî)

-4-(el-Mâide: 5/52).

-5-(el- Bakara; 2/74)

(el-Haşr; 59/21).






300 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Tedbir ve tevekkül birlikte.

Gündemimize bomba gibi düştü. Bolu-Kartalkaya’daki felaket. Vefat edenlere rahmet, yakınlarına sabır, milletimize de başsağlığı...

Untitled

Gazze’deki ateşkese itidalli bir bakış. Gazze’deki ateşkes, İslam dünyasının kanayan gönlünde bir sevinç doğurdu. Yangına su serpti....

Kim sağ, kim ölü.

“Her gün onbinlerce insanın ziyaret ettiği Eyüp Sultan mı “sağ” yoksa ölümümüzün üzerinden üç beş yıl geçmeden unutulacak olan bizler...

Comments


bottom of page