top of page

Ali bey…

Yazarın fotoğrafı: hümahüma

Güncelleme tarihi: 3 gün önce

  

   Ali beyin 23 senelik hayat arkadaşı olarak hatıralarımı kısa paragraflar halinde paylaşacağım.

   Bunun için hayatımızın kırılma noktasını 4 Şubat tarihini milat alarak yola çıkacağım . Çünkü bu tarih bir son olduğu kadar gidişi ile çok şey anlatan bir yolculuğu ifade ediyor. 

     Hayatının özeti gibi son yolculuğu,  “Kişi sevdiği ile beraberdir” hadisi Şerif’inin yaşanan örneği.

     24 yıl önce 4 Şubat...

     O gün saat 11 den sonra  hiçbirşey şey eskisi gibi olmadı bir daha. Evler yıkıldı,düzenler bozuldu. Boşluklarla yaşamak öğrenildi. Derin yarıkların üzeri örtüldü, yaralar derinlerde  kanayarak yola devam edildi.

   Sonun başlangıç olduğu günler bizler için kesif bir sis tabakasının perdelediği günler. Buğulu gözlerle izlediğimiz haller,sesler,sözler. 

   İnciten,yaralarımızı kanatıp acıtan.

   Ne yapacağımızı şaşırtan. 

   Çok incindiğimiz  günlerden birinin gecesinde bir rüya gördüm. Çok yüksek ulu  bir tepe,üzerinde bir tabut. Ali bey’in tabutuymuş. Tırmanıyorum yukarılara .Tepede yalnız. Üzülüyorum tepede yanlız olmasına. Alıp taşımak istiyorum elim kayıyor tutarken. Ellerim arasından kayıp düşerse korkusu içinde üzüntü ve telaş ile uyanıyorum. 

   Rüya açıktı. Rabbimiz bir makam lütfetmişti. Bize düşen şükür,sabır ve sükuttu.

    Şimdi, inandığı  yola baş koymuş,çok sevmiş ve sevdiği ile yola revan olmuş,o yolda onunla birlikte dönülmez diyarlara yolcu olmuş  bir derviş anlatmak istediğim. 

     Derviş çünkü, kendisi Derviş kelimesinin ihtiva ettiği bütün özellikleri şahsında toplayan ve hayatının her döneminde öncelikle uygulan bir kişi.

    Dövene elsiz,sövene dilsiz, gönülsüz ,kibirsiz,bağrı bâş olan bir derviş. 

    Muhabbet ile yoğrulmuş. Güzel huylar ile bezenmiş bir insan. Hep derin, ince,zarif sevgi var onun gönlünde yaratılmışlara karşı.

    Öyle bir insan sevgisi ki bir başka insan söz konusu olduğunda adeta kendisini yok sayan davranışlar tezahür eder kendisinden. 

    Bunun yanında haksızlığa,adaletsizliğe dayanamayan ,zulme boyun eğmeyen biri. 

    Sevgi güzeldir. Sıcaktır. Kime,neye yönelirse yönelsin anlarsınız,tanırsınız  sevileni baktığınızda. Zira sevgi neye yönelirse onu ışıtır,parlatır,güzelleştirir. 

    Çeşit çeşit sever insan. Türlü türlü  yaşar duygusunu. Envai çeşit yaşatır. Bazen karşı tarafa lütuf gibi sever,bazen benden başkası sevemez der,kıskanç ve bencildir. Öldüresiye sever. O güzel kelime,ifade ettiği duygular ateş olur yakar. Diken olur batar. Tüketip yok eder.  

    Sevgi kelimesi bütün güzelliği ile boy gösterir onun şahsında. Bu güzel insan güzel severdi . Sevgi  onun gönlünde kat kat açılırdı. Yaprak yaprak adanmışlık , merhamet,fedakarlık  ile bezenmiş bir çiçek gibi. 

     Kademe kademe bütün sevgiler yer bulur onun gönlünde. 

     Rabbini, ona giden yolları,rabbini sevdireni sever en çok. Rabbe giden yollar içinde seçtiği ,sevdiği yol olur hayatının mihenk taşı. O yol etrafında dengeli ve en güzel şekilde kendine yer bulur bütün yolunun kesiştiği sevgiler. Tıpkı bir her dalında bir gül olan,yediveren bir gül ağacı gibi. 

      Ana,baba sevgisi, eş,aile sevgisi,evlad sevgisi,dost, arkadaş sevgisi...Onun gönül  ağacının dallarında yıldızlar gibi parlar herbiri.

       Yol buyunca  bütün hayatına nakşettiği tasavvufi terbiye gereği her çevreden insanla aynı muhabbet ve çıkar gözetmeden aynı hizmet anlayışı ile ilişki kurar. İletişim dili ben değil,sendir. 

      İlişkilerinde onun kadar verici,onun kadar fedakar ve onun kadar empati kurabilen insan nadir bulunur.

     Çocuklarımız olduğunda burada da zikredilen yoğun akademik ve sosyal çalışmalar içinde nasıl olurdu bilmiyorum ama biz hep birlikteydik. Vaktini iyi planlaması ve her hak sahibine hakkını yerli yerince vermesi bunda büyük etkendi zannederim. 

      Çocuklarımızın doğumlarından itibaren yanımda,arkamda,önümde oldu. Birlikte aştık sıkıntı olduğunda.Sevinçleri anında paylaştık. 

      Birlikte büyüttük rabbimizin lütfu evlatlarımızı. 

      Bu dönen devran içinde bizim çocuklarımız büyüdüler. Tahsil hayatları boyunca hep mutlu ayrıldık veli toplantılarından. Karne günleri takdirlerle güldürdüler yüzümüzü. Bu süreç içinde babaları  bazen okul aile birliğinde aktif katılımlı bir veli oldu,bazen başörtüsü mağduru kızı için çırpınan baba. Üniversite yönetiminde,mahkemelerde. Yaşamlarının hangi döneminde  olurlarsa olsunlar babaları hep yanlarında.

     Arkadaş gibi,yoldaş gibi,sırdaş gibi. Yeri geldiğinde baba gibi. 

    O sıralarda Avustralya’da olan babam sıkı bir şekilde,kızımızın ODTÜ’de yaşadığı  başörtüsü mağduriyetini  takip ediyordu.Ailenin ilk torunu. Üzerine titriyor. Nihayetinde  gönderin benim yanıma dedi. Burada yanımızda rahatça okusun.

      Kıyamadık. Biz kızımızdan ayrılamadık. Ve biz ailecek Avustralya ya göç ettik. 

     Bu geçiş çok zorlu oldu hepimiz için. Kelimenin tam anlamı ile sudan çıkmış balığa döndük . 

      Australiadaki  Prof Dr Ali beyi , Türkiye’de  Prof Dr Ali Yücel Uyarel Beyi tanıyarak  burada görüş bildirenlerin  bilmediği  yönleri ile  tanır görüp bilenler. 

     Pek çok değişik işin  yanında marangozluk  da girdi Australiada ki uğraşlarının arasına. Mescit olarak kullanılan viran bir bina vardı. Marangozluğa ilk önce bu eski binanın sökülmesi ile başladı. Bu viranede tahtalar,çiviler,çekiçler ile aşina oldular günlerce. Babamla birlikte. Bazen sabah namazında başlayıp gece yarılarına kadar devam ederdi çalışmaları.

     Tehlikeli ve zordu. Yaralandılar da bu süreç içinde. Mıh tabir edilen iri tahta çivisi ile. Babam ve ali bey,ikisi  de ayaklarının yan taraflarından...

     Eli alışınca tahta ve çivilere  bir de küçük bir ağaç ev yaptı bahçeye,yeğenler için,gelince oynayıp sevinsinler diye. 

     En son marangozluk işi ise babamla birlikte yaptıkları eagleby camiinin mihrabı ve minberi idi. Mihrabı  Ali Bey yaptı,minberi babam . Şimdi bu satırları yazarken, evin yan tarafındaki garajda ellerinde kalemler tahtaları  ölçüp biçerken,istişare ederek çalışırlarken gözümün önünde canlanıyorlar. 

     2000 li yılların son aylarında babamlar İsveç’te, Ali bey de Türkiyedeydi. Türkiye’de bulunduğu sırada  kendisini çok etkileyen bir rüya görmüş. Rüyanın hissettirdiklerini  ara ara dile getirdi. Ama rüyanın detayını ne biz sorduk ne de kendisi anlattı. O rüyanın etkisi ile mi bilinmez Türkiye’de olduğu üç ay kadar süre içinde gençliğinden bu yana hemen hemen yolunun kesiştiği bütün insanlarla görüşmüş,nasihat gerekenlere nasihat etmiş,helalleşmiş ve borçlarını ödemiş olarak döndü yanımıza. 

      Vefat ettiğinde bize ne bir borç ne de helallik istememiz gereken bir isim bıraktı.

      Ali beyi anlatırken ben sondan başlayarak aile olarak  hayatımızı ve benim tanıdığım Ali  beyi eşi olarak  anlatmaya çalıştım buraya kadar. 

      Ancak Ali beyin çocukluk ve gençliğinden  onu yetiştiren anne ve babasından bahsetmeden bu yazı eksik kalır. 

     Büyükannelerin ve büyük babasının  olduğu büyük bir ev. Büyükannelerin çünkü babaannenin annesi de vardı  aile bireyleri arasında.Büyük bir aile.  Ali bey ailesinin ilk çocuğu. Çok sevilen,el üzerinde gezdirilen kıymetlisi. Dünyayı onun etrafında döndürmüşler tabiri caizse.

     Bu güzel insanlar yaşadıkları büyük acı karşısında son derece vakur ve sabırlıydılar. Babası oğluna kavuştu. Annesi torun çocukları ile muhabbette.

     Evlatları insanların dünya ve  ahiret umutları ,sadaka-i cariyeleridir. Doğdukları andan itibaren insanın kendinden bile önde olurlar. En büyük korkusu onları bu acımasız dünyada bırakıp gitmek olur. Nihai emeli de onların mürüvvetlerini görmektir. 

       Rabbimizin her yazgısı inananlar için hayırdır. Bu yazgı da muhakkak bizim için bilip bilmediğimiz hayrlar barındırır bünyesinde. Elhamdulillah. Vakıa o dur ki,Ali bey evlatlarının güzel günlerini göremedi. Ne mezuniyetlerini,ne evliliklerini,ne de torunlarını. Evlatları da en ihtiyaç duydukları çağda onsuz kaldılar.

    Şimdi Ali beyin,

-Kızımızdan  Mahmud Ömer,İbrahim Esad,Saliha Ecem,

 Mehmet Zahit’ten Muhsin Ali, İbrahim Enes ,Gülsüm Meryem

 Talha Ekrem’den de Zeynep Şadiye, Shahwar,Mustafa ,Muhterem Hanife Saliha şevval isimli  torunları  var. 

    Rabbimiz hayırlı,sevdiği razı olduğu kul olmayı nasip etsin hepsine inş. Sevdiklerimiz ile cennetinde buluştursun.

694 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Ey Peygamber( Sav)nin ayı!

Ne zamandı hasretti bu şehrin insanları. Bilenler de teyit edince,gözler gökyüzünde  bir bekleyiş başladı. İrili ufaklı minik taneler...

Tedbir ve tevekkül birlikte.

Gündemimize bomba gibi düştü,Bolu-Kartalkaya’daki felaket. Vefat edenlere rahmet, yakınlarına sabır, milletimize de başsağlığı diliyorum....

1 Comment


sengulyldrm2
5 gün önce

Amin 🤲

Like

© 2023 by NOMAD ON THE ROAD.

  • Instagram Black Round
  • Pinterest - Black Circle
bottom of page