Çocuklara anlatılan masallardan bir masaldır tuz masalı. Babasına “seni tuz kadar seviyorum “diyen padişah kızının masalı. Padişah baba çok üzülür bu söze,kıymetli taşlar,mücevherler,dünyalar kadar sevilmediğine içerler...Çok da kızar. Kovar kızını Saray’dan. Ta ki masalın sonunda tuzun kıymetini anlayıp evladına sarılıncaya kadar sürer kızgınlığı.
Günümüzde tuzun bilimsel olarak yaşamımızdaki önemini anlatıyor uzmanları. Yüzlerce makale ve kitap var tuzun faydalarını sıralayan . Bu sebeple artık kıymetini çok iyi biliyor inanıyor insan tuzun faydalarına, üzücü sınavlara tabii tutulmadan.Ancak burada bir noktayı atlamamak gerek. Tuzun kıvamı çok önemli. Çok olduğunda olmaz,az bulunduğunda yetmez. İyi bir lezzet, kamil bir sağlık ve huzurlu bir yaşam için tam kıvamında olmalı. İnsan vücudunda,yemekte ve yeryüzünde.
Dün bir söz paylaşmıştım “Ne varlığını ilân et, ne yokluğunu belli et” .işte bu söz bana tuzu hatırlatıyor. Kıvamında kullanıldığında bozulmayı önleyen, tat katan , koruyan ,iletişimi sağlayanken,kıvamı aştığında her iki uçta artıda ve ekside yiyecekleri bozan ,tatları acılaştıran, vücudu şişiren tuzu.Kıvamında olduğunda varlığı bağırmaz,yokluğu belli olmaz.
Kainatta herşey takdir edilmiş bir düzen içinde seyredip gider rabbimizin takdir ettiği ölçüde. Kul olarak insanın da bu düzen içinde üzerine düşen görevler var. Her bir zerre gibi. Kulluk görevi en başta olmak üzere,ailede,toplumda,mesleğinde,sanatında sahip olduğu sıfatlara göre yapması gerekenler mevcut. Anne baba olmak olarak ele alırsak yüklendiğini aşırı korumacı olmak kadar,çocuğu serbest bırakmak da aynı derece zararlı. Her istediğini almak,yapmak kadar ,kısmak esirgemek de aynı derece mahsurlu.Dengeli himaye etmek,kerem kanadını ölçüsünde açmak Muhsin insanlar yetiştirmenin bir kısmıdır.
Bunların hepsini ,yapabileceğinin en iyisini yaparak dengesinde ve kıvamında yapmak,aynı tuzun yaptığı gibi lezzetlendirir hayatı. Zarifçe,yaptıranı unutup kendine paye vermeden en iyisini yapmak müjdeli,kıvamında yapmak önemli. Enine ve boyuna sütunları olan bir tablo.
Kur’an’da çeşitli ayetlerde “ihsan” kavramı, yani yaptığını en güzel şekilde, kulluk bilinci ile yapmak geçer. İhsan sahibi olmak, belli Vasıf’larda ahlak sahibi olmak demek. İhsan ahlakına sahip olan da muhsinlerdir. Muhsinler uygun ve doğru olan şeyi
en güzel şekilde yaparlar. Her işlerinde Allah korkusu,sevgisi rehberleridir. Ona göre yol alırlar.
Toprağa karışmak üzere olan bir cenaze dahil olmak üzere yaptığı her işte kibirlenmeden,rabbini unutmadan en iyisini yapmak. Yemede,giymede,konuşmada,üretmede,düzenlemede,saygıda,sevgide,evlatlıkta,karı-kocalıkta,işçilikte,patronlukta,komşulukta...Bu liste uzar gider. Nihayetinde hayatın içinde,sahip olunan her rolde yapılabilecek olanın en iyi ve güzelini yapma ahlakına sahip olmak ,muhsin olmak demek. Kuran’a göre ihsan ahlakına sahip olmak,Muhsin olana müjdedir. Çünkü;
-Allah muhsinleri (güzellik üretenleri) sever. (2/Bakara/195. 5 Mâide/13. 3 Âli İmran/134, 148)
-Allah (cc) muhsinlerle beraberdir. (29 Ankebût/69)
-Allah’ın rahmeti muhsinlere yakındır. (7 A’raf/56)
-Allah (cc) muhsin olanlara bol bol mükâfat verecektir. (6 En’am/84. 7 A’raf/161. 12 Yusuf/90 v.d.)
-Kur’an, ‘muhsinlere müjdeler olsun’ diyor. (22 Hacc/37. 46 Ahkâf/12)
-Allah (cc) güzeldir, her türlü güzelliği sever.” (Müslim, İman 147)
-İhsan sahibi olanlar, yani yaptıkları her şeyi güzelce yapanlar bunun karşılığını yine ilâhî ihsan olarak Rabb’lerinden bekleyebilirler. (55 Rahman/60)
Comments