“Baharla birlikte gönlümüze düşen cemreler” yazacaktım bugün günlüğümün başlığına. Isıtan,yakan,kül eden kor ateşten,cemreden söz edecektim.
Hesabımda bu konu varken, kuşlar cıvıl cıvıl,rüzgar ılık ılıktı estiğinde. Gece mevsim değişmiş kış gelmiş. Biraz geç vakit uyandığımda kar yağıyordu lapa lapa.
Başlık afaki,yazı anlamsız kaldı.
Günümüze de , gökyüzüne de kış geldi.
Kar yağıyor...
Bir anda dilime,gönlüme şairin çok sevdiğim mısraları geldi .
Yarına hangi mevsim olur uyandığım bilinmez. Bugüne cemreye rağmen kış yaşamak düşer.
Dört kitapta yeri var;
En büyük erdemdir sabır, ağulardan süzülmüş.
Zulüm olsa da,
Bekle.
Bekle!
Gök ılınır, toprak ılınır, su ılınır,
Hep sürmez bu zemheri,
Düşer cemre.
Durur fırtına Mavi kız
Yüklenir zulmünü,
Bir minik kardelene yenilir,
Yenilir gider bu kar ve buz bahar gelir.
Bekle, bahar gelir!
Önce yalnız bir atlı gibi,
Öyle aydınlık ve beyaz
Ulu dağların doruklarında gelir.
Yürek kaldıran, kanat açtıran
Bir eski zaman atlısı gibi dolanır,
Dolanır karanlıklarını memleketimin,
Ses olur dev ıssızlıklarında,
Bir müthiş ışık olur,
Bekle şafak gelir!
…ve bilirsin sevgili,
Ay büyürken gökyüzünde bir salkım söğüt,
Tüy kesen kılıç ağzı gibi incecik bir ışıktır önce,
Ardından kıyamet orduları gibi ağarak dört yana,
Mavi gelir, ışık gelir,
Bekle güneş gelir.
Bekle…gelir!
Bekleme!
Dikil onurunla, ulu ağaçlar gibi,
Daldır köklerini toprağa,
Bırak öte yüzünden çıksın, yer kürenin.
Ancak o zaman açar,
Açar sarı gülleri yüreğimin,
Ay büyür, ayla olur,
Ateş böcekleri sarar dallarımı.
O gün can,
O gün bir bahar gelir.
Bir bahar gelir!
Şenol yazıcı.
Comments