Yeni Zelanda katliamının ardından bu ikinci Cuma. Onbeş gün geçti. Bu katliam halklarının gönlünde açtığı yaranın zerresi kadar bir çok liderlerin diline düşmedi. Büyük bir kısmı takip ettiğiniz gibi terörist kelimesini anmadan,yürekleri yanmadan,dilleri ile üzüntü beyan etmekle yetindiler.
Bu katliam sonuçları itibari ile bir ilk oldu. Bir ülke başbakanları başta olmak üzere tek yumruk oldular dosta,düşmana karşı.
Hanımefendinin olağanüstü başarılı yönetimi,söylemleri dünyanın bütün vicdan sahibi insanlarının takdirini kazandı,yürekleri ısıttı.
Nasıl sahip çıkılırmış halkına,nasıl tek yürek olunurmuş gösterdi.
Yeni Zelanda’dan kilometrelerce uzakta özellikle Amerika’da ,Havaii de yankı buldu destek buldu halk içinden. Konu komşudan,iş arkadaşlarından,markette rastlanan herhangi birinden yanınızdayız ,sizi seviyoruz mesajı geldi ,çiçek yağdı vicdan sahibi hristiyanlardan,müslümanlara.
Terörün,şenii fillerin dini ,ırkı,rengi olmuyor. Kötülük, şeytan uşağı kötülerin işi her yerde. Vay haline şeytan uşağı zalimlerin,vay haline kötü fillerine şahit çoğaltanların dünyaları karanlık, ahiretleri ateş.
Bugün kısa kısa katliamın ardından olanları hatırlayalım. Takdir, teşekkür ve rahmet ile analım iyileri,mazlumları.
Bir kere daha hatırlayalım bizler uyutulup,uyurken kapı kapı gezip kinleri ile nesillerini büyütenleri. Örümcekler gibi ağlarını örenleri.
-Yeni Zelanda'da Müslümanlara yönelik düzenlenen terör saldırısının ardından birleştirici tavrıyla tüm dünyaya örnek olan Başbakan Jacinda Ardern, anma töreni ve cenazelerde neden başörtüsü taktığını açıkladı. Bir Avustralya kanalına konuşan Ardern, Müslüman kadınların kendilerini güvende hissetmediklerini, bunun için başörtüsü taktığını söyleyerek, onlara destek verdiğini ifade etti.
Ardern, ayrıca "İnsanların şu an böyle hissetmemeleri beni ciddi strese sokuyor ve benim işim bu güvende olma hissini geri getirmek" dedi.
-imam Cemal Fouda. Geçen Cuma bu camide dururken, 50 masum insanı öldüren, 42 kişiyi yaralayan ve dünyadaki Müslümanların kalbini kıran o teröristin gözünde, nefret ve cinnet gördüm.
Bugün aynı yerden baktığımda, binlere Yeni Zelandalının ve fiziksel olarak bizimle beraber olmayan ama manevi olarak bizimle olan milyonlarca kişinin gözlerinde, kalplerini dolduran sevgi ve merhameti görüyorum.
Bu terörist, habis bir ideolojiyle bizi birbirimizden ayırmaya çalıştı. Fakat biz Yeni Zelanda’nın ayrılmaz olduğunu gösterdik…
Kalbimiz kırık ama biz kırılmadık.
Bizi bölmeye çalışanlara karşı ayaktayız, beraberiz ve kararlıyız…
ONLARIN KANI UMUT TOHUMLARINI SULADI
Bu, beyaz ırkın üstünlüğünü savunan habis ideolojinin bize ilk saldırısı değil, fakat en ağır saldırısıdır.
Hayatını kaybedenlerin ailelerine sesleniyorum: Sevdikleriniz bir hiç uğruna ölmedi.
Sizleri kaybetmemiz, Yeni Zelanda’nın birliği için bir kazanımdır. Sizlerin ayrılığı sadece bu millet için değil, insanlık için uyanıştır. Onların kanı umut tohumlarını suladı. Bununla beraber dünya, İslam’ın ve birlikteliğimizin güzelliğini görecek.
Allah Kur’an’da şöyle der, “Allah yolunda öldürülenler için ‘ölüler’ demeyin. Onlar diridirler fakat siz bilmezsiniz”…
Onlar sadece İslam’ın değil, bu milletin ve Yeni Zelanda’nın da şehitleridir.
NEFRET GİDECEK VE SEVGİ BİZİ KURTARACAK
Burada toplanmamız, tüm çeşitli renklerimizle dev insanlığımızın bir kanıtıdır.
Yüzler ve binler olarak burada sadece bir amaç için bulunmaktayız: Nefret gidecek ve sevgi bizi kurtaracak.
Yeni Zelanda halkına sesleniyorum, göz yaşlarınız için teşekkür ederim. Haka’nız için teşekkür ederim. Çiçekleriniz için teşekkür ederim. Sevginiz ve merhametiniz için teşekkür ederim.
Başbakanımıza sesleniyorum. Teşekkür ederim. Liderliğiniz için teşekkür ederim. Tüm dünya liderleri için bir ders oldu. Ailelerimize sarıldığınız için ve basit bir başörtüsü takarak bizi onurlandırdığınız için teşekkür ederim. Sözleriniz ve şefkat gözyaşlarınız için ve bizden biri olduğunuz için teşekkür ederim…
Teşekkür ederim Yeni Zelanda, sevginin ve önemsemenin ne demek olduğunu dünyaya gösterdiğiniz için…
Cuma namazı için buraya gelen kardeşlerime sesleniyorum:
Sizin ve benim yaşadığım travmadan sonra kendimizi bir boşlukta hissetmemiz kolaydır. Fakat Allah’ın bize vaadi haktır: “Onların başına bir musibet geldiğinde, ‘kuşkusuz biz Allah’tan geldik ve yine O’na döneceğiz” derler. Kontrol ettiğiniz öfkeniz, taşan merhametiniz ve kararlılığınız için teşekkür ederim.
-Yeni Zelanda katliamını Birleşik Krallık Kraliyet Komisyonu’nun araştıracağı açıklandı. Yetkililere göre Yeni Zelandalıları ve Müslüman toplulukları kederlendiren terör saldırısının nasıl gerçekleştiği konusunda haklı sorular karşısında kurulan Kraliyet Soruşturma Komisyonu saldırıyı önlemek için neler yapılabileceğini veya yapılması gerektiğini inceleyecekmiş!!!
-Avusturya emniyeti, aşırı sağcı 'Kimlikçiler Hareketi' sözcüsü Martin Sellner'in evinde, Yeni Zelanda'da 50 Müslüman'ı katleden Avustralyalı teröristle bağlantısı olduğu gerekçesiyle arama yaptı.
Avusturya Anayasayı Koruma Kurumu (istihbarat teşkilatı), Yeni Zelanda'da iki camiye terör saldırısı gerçekleştiren Avustralyalı teröristin 26 Kasım 2018'de Avusturya'ya geldiğini, şahsın başta başkent Viyana olmak üzere, ülkenin çeşitli kentlerini gezdiği bilgisini de paylaştı.
-Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, " Yeni Zelanda'daki saldırıyı düzenleyen kişiyle Avusturya'daki 'Kimlikçiler Hareketi' arasında finansal destek ve bağlantı olduğu tespit edilmiştir." dedi.
Comments