
“Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul”
Der ya Yahya Kemal Beyatlı meşhur mısralarında.
O mısralardaki gibi bir tepeden değil, deniz seviyesinden 582 metre yukardan, İstanbulun kristal lalesinin seyir terasından baktım İstanbul’a.
İstanbul.
Üçyüz altmış derece ışıl ışıldı. Ve ben onu çirkinlikleri koyu renkli gölgeler ve rengarenk ışıklar ile örtülmüş uykuya hazırlanırken izledim.
Kuşbakışı baktım İstanbul’a, dünyaya, hayata, kendime.
İstanbul’un kristal lalesi.
Kristal lale.
Bu ismi ben koydum kuleye. 2021 de,Laleyi anlattığım bir yazıda. Gördüm ki içerden bakıldığında da kristal gibi ışıldıyor. Pırıl,pırıl.
Dışarıdan parlayanlar her zaman böyle parlamıyor içten bakıldığında. Karanlık var çoğunda.
Düşündüm ve bir dua ekledim dualarıma efendimizin dualarından. -1-
Dünya herkesi kırıyor ve sonra bazıları o kırık yerlerden daha güçlü çıkıyor.” Bu bir Ernest Hemingway sözü.
Bugünlerde hemen herkesin dilinde. Japon’lar sanat haline getirmişler kırılgan eşyayı onarmayı. Altın,gümüş ve platinle kenetlemişler parçaları birbirine. Daha değerli ve güçlü olmuş kırılan nesne. Kintsugi demişler adına.
Daha güçlü ve güzelleşmiş olarak kullanılmaya devam etsin, her gören hikayesini hatırlayarak, kendine hisse çıkartsın diye.
Yara izleri insan ruhunda ,bedeninde,hayatında vardır. Her neredeyse o izler, bütünün bozulmasının ve bozulmayla birlikte gelen acının nişanıdır.
Ağır,karanlık bir travmadan geride kalandır o izler ,bakıldığında ardındaki elemi gizler. Aynı zamanda penceredir dışarıya açılan ve görebilene içerisini gösteren. Işık alır o yaradan içeride canlı kalmış olan her ne varsa dirilmeye mecal bulur.
Gönül için bir sırça saray kırıldı mı onarılmaz der atalar ama halden anlayan bir sanatkar gönül ehli sırça sarayın dağılan parçalarını belirginleştirir,birleştirir,yeniler bir sanat eseri koyar ortaya.
Hiç olmamış gibi yapmaz iz bırakır. Böylece her bir ek yeri kendi hikayesini anlatır.
Acı veren,yıkan,kırıp döken,kopartıp ayıran ne varsa onunla birlikte görülmesi,anlaşılması,düzeltilmesi gereken bir şeyler de vardır. Bunun içindir çekilen o çile. Bütün bunları yaşayan gerekli olanı alabilmişse yaşadıklarından eskisinden daha değerli hale gelir.
Güçlenir,güzelleşir.
Hayat akışı süresince,hergün birey ve toplum olarak insanlara nice acılar yaşatır, büyüklü,küçüklü yaralar açıp kırıklar oluşturur.
Yalanı diline pelesenk etmiş,iki yüzlü insanların hakim olduğu,seslerinin güçlü çıktığı zamanda sancılı olur ekseni kaymış doğruları yerine oturtmak.
Özellikle rehavet çöktüğünde,atıl duruma düştüğünde insan silkelenmesi,gözünü açması gerekir. Sarsılır ,kırılır ,kırıklar derin olduğunda yıkılır ve yıkıntılar arasından çok daha güçlü yeniden doğar.
Müslümanlar, olarak,yeryüzünün insanlık özelliklerine sahip insanları olarak, herbirimiz için İsrail’in Gazze’ye saldırıları da bir kırılmadır. Ve bu kırılan yerden, zalimin zulmünden yeşeriyor, güçleniyor Müslümanlık.
Bî-pervâ,edepsiz zalimler gürühu yaptıkları mezalime destek veren firmaların listesi oluşturmuş boykota karşı atak olarak.
Boykot ne kadar ciddi bir savaş aracı ki hükümet bazında karşı liste hazırlanıyor.
Kırılan yerlere kazınmalı bu yaradan kalan ibret alınması gereken ciddi bir mihenk noktası olarak.
Akıllı olana düşen,kırıldığı yerleri daha değerli hale getirecek şekilde belirginleştirip, birleştirerek eskisinden daha dayanıklı ve olgunlaşmış olarak yeniden yola revan olmaktır.
1-) "Allahummec'al fi basari nura vec'al fi sem'i nu ra vec'al fi lisan! nu ra vec'al fi kalbi nura vec'al an yemini nu ra vec'al an şimali nura vec'al emami nura vec'al min halfi nu ra vec'al min fevki nu ra vec'al min esfele minni nura vec'al li yevme likaike nura ve a'zim li nura” Tırmizi.
"Yarayı öyle onar ki, parlasın içten dışa." yazınız öncelikle kendi yaralarım için, genelde de ümmetin yaraları için şifalar getirsin dileklerimle. Allah gönlünüze, kaleminize Kevser ırmağı gibi güzel ve azametli akışlar lütfetsin. Okudukça umudum arttı. Mutlu ettiniz, mutlu olun inşallah.