top of page
  • Yazarın fotoğrafıhüma

Yağmur duası.

Karanlık bir güne gözlerini açtı uyananlar. Uyku ağırlığı göz kapaklarında.

Dışarı baktıklarında görünen manzarada sisler arasında bir hayal gibi şehir,ağaçlar.

Güneş,üzerine gri bulutlardan bir örtü çekmiş de dinleniyormuş gibi.

Nicedir hasret kaldığımız yağmur damlalarının sesi çatılarda. Oluklardan akan suyun şırıltısı,gün doğumu ile birlikte cıvıldayan kuş sesleri, eşlik ediyor yağmur sesine.

Yağmur,rahmet yeryüzüne her bir damlasını meleklerin indirdiği. Pencere camlarından süzülen damlalar yüklenerek günlerin yükünü toprağa taşıyor. Yağmur dışarı yağıyor ama içine akıyor,ruhunu yıkıyor insanın.

Bir zamandır yağmur yağmadı,rahmet ve bereketten mahrum kaldık diye üzülenler geçtiğimiz cuma yağmur duası ekledi çok yerde cuma namazının ardına.

Düşünce tarzını yaşadığımız yüzyıl ile hiç bağdaştıramadığım,medeniyetten ve bilimden nasipsiz beyinler tuhaf cümleler kurdular yağmur duası hakkında.

Gücüm yettiğince bir şeyler yazmak istedim o insaftan uzak cümleleri okuduğumda.

İlk önce insan ,bir diğerine,onun inancına, değerlerine ve bu değerlere uygun hayatını sürdürme çabalarına saygı göstermek zorunda. Evrensel hukuk yasaları ile teminat altına alınmış insan haklarının en başında gelir bu zorunluluk. Kimse bir diğerinin inanma ve inandığını yaşama hakkı ile alay edemez, kınayamaz, suçlayamaz.

İnanca dayanmayan gelenek,görenek kaynaklı ritüeller dahi kültürel zenginliktir. Hoş görülür, ilgi ile izlenir icra edildiğinde. Hatta belgesellere konu olurlar.

Tabii ki,kanun ve nizam ölçüsünde,bir diğerinin sınırlarını ihlal etmediği sürece.

Dünyanın dört bir yanında çeşitli inanç mensupları yağmur için tek veya toplu dua eder ve bir takım ritüeller uygularlar. Bu antik çağlardan beri böyledir.

Örnek olarak günümüzde Ortodoks,Protestan ve katolik hristiyanlar İncil’deki yağmur duası ile fert fert veya toplu olarak dua ederler yağmur yağmadığında. Ülkemizde yapılan yağmur dualarına da katılmışlıkları vardır.

Bir kadim gelenek olarak Orta Asya’dan bu yana Türklerde ,Araplarda,Japon’larda ve diğer milletlerde devam edegelen bir ritüeldir yağmur ve kar yağdırma merasimleri.

İslam dininin muteber kaynaklarına dayanmayan, dini unsurlar ile çok eski zamanlardan kalma batıl alışkanlıkların birbirine karıştığı bu ritüeller çeşitli isimlerle anılır. Ama benzer şekillerde uygulanır.

Buraya almadığım konuyu ayrıntılı inceleyen pek çok ilmi araştırma var detaylara hakim olmak isteyenler için.

İkinci olarak fizik bilimindeki gelişmeler gösteriyor ki, kuantum fiziğinin esaslarına göre yaşanılacakların,insanın niyet ve düşüncesine göre şekil aldığı bilimsel olarak konuşulan bir dünyada dua ile bilimin çeliştiğini söylenmesi mümkün değildir.

Duanın insanın bedensel ve ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkisine dair yerli,yabancı bilim insanlarının araştırma ve makaleleri konuya yeterince ışık tutmakta.

Kaldı ki,Kuran-ı Kerim’in bildirdiği ilmi gerçeklerin bir kısmına bilim ancak ulaşabilmekte.

Amentüye inanan insanlar olarak bilir ve inanırız ki rabbimizin izni olmadan yaprak bile kıpırdamaz. O dilerse ol dediği olur.

Yeryüzüne inen damlalar bulutla birlikte anılır. Bulutsuz yağmur şaşırtır ona rastlayanları .

Rabbimiz dilerse bulut olmadan da yağmur yağar ,bazıları yağmaz dese de. Lut aleyhisselamın mucizelerinden biridir bulutsuz yağmur yağdırmak. Günümüzde de zaman zaman rastlanıyor bulutsuz yağmurlara. Koreliler tilki yağmuru derlermiş bulutsuz yağan yağmura.

Yağmursuzluktan ve kuraklıktan dert yanan sahabiye Peygamber Efendimiz:

-“Yağmursuzluktan şikayet ediyorsunuz; halbuki Allah Teala; kendisine dua etmenizi emretmiş ve duanızı kabul edeceğini de bildirmiştir." Buyurmuştur.

Mü’min süresi 60.ayete göre inanan insan için duanın önemi yadsınamaz. Duası yoksa ne değeri vardır... -1-

Yaradanına sığınan ondan medet uman avucunu ona açan insan ,iltica edeceği makamı bilen akıllı olan ve avuçları boş dönmeyendir.

Dua edene icabet eden,kullarına olan merhameti bir annenin yavrusuna olan merhametinden fazla olana ,rahmeti gazabını geçmiş olana el açmaktır yağmur duası. İstiska olarak da bilinir.

Yağmur yağdırmak için değil,yağmur yağmaması bir sünneti yerine getirme zamanıdır diyenler mevcut yağmur duası hakkında.

Bu duayı ihtiyarlar,çocuklar,bebekler ve hatta yavruları ile birlikte hayvanlar da dahil olmak üzere şehir dışında yüksekçe bir yere çıkılarak,üç gün arka arkaya yapmak müstehaptır. Duadan önce sadaka vermek,küs olanların barışması tavsiye edilir. -2-

Rivayet edildiğine göre Peygamberimiz bir Cuma günü hutbe okurken bir adam gelip;


- Ey Allah’ın elçisi! Hayvanlar telef oldu, dua et de Allah bize yağmur versin!” demiş, Peygamberimiz de bunun üzerine ellerini kaldırarak,

“Allahümme eskınâ! Allahümme eskınâ!” (Ey Allahım! Bize su ver, yağmur ver)” diye dua etmiş ve bu duanın ardından gökte hiçbir yağmur belirtisi yokken birden bulutlar görünmüş ve ardından yağmur yağmaya başlamıştı. Bu durum bir hafta sürdü. Ertesi Cuma bir adam gelerek “Ey Allah’ın elçisi, yağmur sebebiyle, mallarımız telef oldu, yollarımız kapandı. Allah’a dua etseniz de şu yağmuru durdursa!” dedi.

Bunun üzerine Peygamberimiz Allahümme havâleynâ velâ aleynâ. Allahümme! ale’l-âkâm ve’d-dırâb ve butîni’l-evdiye ve menâbiti’ş-şecer (Allahım! Üzerimize değil, çevremize; Allahım, dağlara, tepelere, vadilerin içlerine ve ağaç biten yerlere) diye dua etti ve yağmur hemen kesildi.-3-

Deteylara girmeden şöyle bir dokunup geçtim yağmur yağmadığı zaman dua etme konusuna. Sezai Karakoç mısraları ile bitireyim.


Yağmur duasına çıksaydık dostlar

Bulutlar yarılır gökler açardı

Şimdi ne ihtimal ne de imkan var

Göğe hükmetmekten kolay ne vardı

Yağmur duasına çıksaydık dostlar.



1-)Furkan 77

2-)Zeylaî, Tebyîn, I, 231).

3-)Buhari, İstiska, 6; Müslim, İstiska, 2, 8)

184 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Opmerkingen


bottom of page