Gündemimize bomba gibi düştü,Bolu-Kartalkaya’daki felaket. Vefat edenlere rahmet, yakınlarına sabır, milletimize de başsağlığı diliyorum.
Bu elim olay, yürekleri dağladı. Bir farkındalık ve bilinç oluşturması duasındayım.
Bugün hem İslam’ın tevekkül ve tedbir anlayışına hem de bizlere emanet olanları korumada her sorumluluk sahibinin yapması gerekenlere kısaca değinmek istiyorum.
Maide suresi 32.Ayete göre bir can bir aleme bedel. Ona zarar veren aleme zarar vermiş, onu kurtaran da alemi kurtarmış olur deniyor. Bu çok büyük bir sorumluluk.
Bu büyük sorumluluk ,birlikte yol alan herkesin payına ayrı ayrı düşer.
Zira her insan sürüsünden mesul. Onları ateşten korumakla mükellef.
“Hepiniz birer çobansınız ve hepiniz sürünüzden sorumlusunuz.”
(Buhari, Cuma, 11)
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.”
(Tahrim, 66:6)
Tahrim suresi 6. Ayetin emri de tıpkı Maide 32 gibi sorumluluk yükler. Arz edene, talep edene, birlikte yol alana…
Burada ayrı bir pencere açıp , sorumluluğu altında olanları cehennem ateşinden koruma cihetine bir bakmak lazım ama şimdi maksat dünya ateşinden korunma.
Bu dünyaya gitmeye geliyor insan evladı. Geldi gitse gerek.
Gidiş tarihi de değişmiyor.
Yazılı.
Tevekkül etmek, kadere rıza çok zor lokmalar yutulması gereken.
“Deveni bağla, sonra tevekkül et.”
(Tirmizi, Kıyamet, 60)
Buyurmuş efendimiz.
Şöyle bir gelip geçiyor da olsa,devesini sağlam kazığa bağlamak , tedbirleri azami almak ve sonra tevekkül etmek durumunda.
“Allah, sizden birinizin yaptığı işi sağlam ve güzel yapmasını sever.”
(Taberani, Mu’cemü’l-Evsat)
Hadisi mucibince ihsan,yani yaptığını en güzel şekilde yapma özelliği ile çalışmak, gayret etmek, tedbir almak lazım. Çünkü,
“İnsan için ancak çalıştığı vardır. Ve şüphesiz onun çalışması (karşılığı) ileride görülecektir.”
(Necm, 53:39-40)
Talep eden ,kriterleri konusunda ısrarlı olduğunda arz eden de buna göre şekillenecektir. Örnek olarak, kullanılan mekanların, gösterişli ve lüks olması çok hoşa gitse, göz ve gönül çelse de gözleri boyamamalı,görünenin ardındakilere odaklanmalı.
Talep eden önce,herhangi bir sıkıntıda çıkış güzergahlarını, yangın alarmını ve yangın söndürme teşkilatını sorgulamalı. Güvenlik ekip ve elemanlarını, kameraları, mekanın çevresi ve aydınlatmalarını, temizlik ve hijyeni,mekanın huzur ve gürültü seviyesini, kalabalığını, helal ve etik değerleri uygunluğunu, sosyal ilişkiler açısından uyumunu, güvenli çıkış ve araç park durumunu sorgulamak ve kendi ihtiyaçları doğrultusunda talep etmek durumunda.
Arz eden sunduğu her ne ise allayıp pullamadan önce sağlam, sağlıklı, güvenli ve sıhhi olmasına huzur ve sükünet içinde bulunmasını sağlamak, tedbirlerini Maide 32. Ayet çerçevesinde almak durumunda.
Bütün insanlar cürümlerince insanlığın sağlık ve selameti için kendi çaplarında çalışmaya gayret etme , kafa yorma ile mükellefler.
Yaşanılan elim olayın oluşturduğu farkındalık çerçevesinde yangınlar ve önceliği olan acil durumlara müdahale konusunda envai çeşit çalışma var.
Burada frekanslar konusuna beş hafta bir dizi yazı ile değinmiştim seneler önce.
Gün be gün bu sahada çalışmalar çeşitlendi. Frekanslar her sahada kullanılıyor. Yangınlar ile alakalı olarak çok dikkatimi çeken düşük ses frekansı ile ateş söndüren alet. Link bloğumda olacak.
Nihayet olarak Peygamberimiz efendimizin tavsiye ettiği bir dua ile bitirelim.Bu dua sözün sonu olsun .
“Bir yere girdiğinizde şu duayı okuyun: ‘Bismillah, Allah’ım, Sen’den bu yerin hayrını ve içindeki hayırları dilerim. Onun şerrinden ve içindeki kötülüklerden Sana sığınırım.’ “
(Ebu Davud, Edeb, 110)
Bu güzel yazıya şöyle bir ilave yapmak isterim, aslında pek çok mucizeyi bünyesinde barındıran kur'an yangının nasıl söndürülebileceği müjdesini de şu ayetle bildiriyor, acaba bu icadı yapanlar bu ayeti görselerdi ne derlerdi diye sormadan edemiyor insan. “Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve esenlik ol” dedik. Enbiya suresi 69. ayet. ateşin ses dalgaları ile söndürülebileceğinin bir sırrı gizliymiş bu ayette.
🤲🌹