Özlediğinde sevdiklerini,nasıl diner hasreti İnsanın.?
Yeter mi bir seda yaşadığı yerden kuşların getirdiği.?
Yüzüne bakınca,karşılıklı güller açınca yüzlerde,diner mi içindeki sızı.?
Pandemi günlerinde çoğumuzun zihinlerinde dolaşıp duran bu sorulara cevap yine bu günler içinde aşikar. Mevsimler değişip,süreç uzadıkça net olarak yaşanıyor ve tesbit ediliyor ki görmek yetmiyor,hemen herkesin dilinde aynı hasret.
Aynı yorgunluk gönüllerde.
Bu günler geçince ne yapacaksın diye sorulduğunda çoğu insan annesine veya torunlarına sarılacağım diyor okuduğum.
Bol kolonya sürünerek ananeye sarılma hayali içindeki minik kuşlar ise yaşadığım.
Psikolojide insanın çocuk döneminde yaşadıkları ,yetişkinliğini şekillendiriyor. Gönlümü sıkan endişe o ki,minik kuşlar kendilerine uzaktan bakan aile büyüklerini nasıl hatırlayacaklar.?
Ne iz bırakacak onların gönlünde beş metre uzakta,maske ile gözleri gülümseyen.?
Sarılmak, evrensel olan bir şefkat gösterme şekli bildiğimiz. İnsanın boşluğunu doldurur. Sol yanında atıp duran kalbi,sağ yanına gelen kalp ile güçlenip,tamamlanır.
Bu sebeple sarılmak önemli,kıymetli.
Hep biliriz torunları Hasan ve Hüseyin ile Zeyd’in oğlu Üsame’yi kucağına alarak, öpüp okşayan Resulullah sav yi gören bir bedevinin garipsemesini.
“Yâ Rasulallah! Siz çocuklarınızı öper sever misiniz? Biz çocuklarımızı öpüp okşamayız.”
demesini ve Efendimizin,
“Allah senin gönlünden merhamet ve şefkati almışsa ben ne yapabilirim?” Cevabını.
Ve yine biliriz ensardan birinin bahçesinde inleyerek,gözyaşı döken deveyi okşayarak sakinleştirmesini. Onun derdine deva oluşunu.
Hutbe verirken dayandığı kuru direğin ondan ayrılacağı için inlerken,elini üzerine koyması ile durulmasını.
Rahman isminin tecelligahı,merhamet ve şefkatin kaynağı gönül. Merhamet olmayan yerde sevgiden, sevgi olmayan yerde şefkatten bahsedilemez. Şefkat ve merhametin şekillenmiş hali ise sarılmak.
Merhamet,şefkat ve şimdilerde empati denilen diğerkamlık ile yüklenen ufak bir dokunuş cansız olarak bildiğimiz maddelerde bile etkisini gösteriyor asr-ı saadetten izlenen sahnelerde.
Şimdilerde bazı uzmanlar tarafından önerilen orman banyosu denilen ağaçlar ile enerji alışverişi terapisinde bile sarılmak,dokunmak öneriliyor ağaçlara.
Bu çerçevede pandemi döneminde de ilginç bir haber olarak,sevdiklerine sarılmayı özleyenlere İzlanda Orman Müdürlüğü, ormandaki ağaçlara sarılmayı önermiş.
Sarılma konusunda günümüzde yapılan çalışmalar çeşitli. Mesela North Carolina Üniversitesi’nde yapılan araştırmada stres altındayken salgılanan kortizol hormonunun, en az 20 saniye süren bir sarılmadan sonra özellikle kadınlarda düştüğü gözlenmiş.
Yine Kanada’da yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, sıkı ve içten bir sarılma, içinizdeki olumlu ve iyi duyguların açığa çıkmasını sağlıyor,stres seviyesini düşürüyor ve ruh halini iyileştiriyor.
PET olarak bilinen bir beyin görüntüleme cihazı ile yapılan bir çalışmada tespit edilmiş ki insan gövdesine yavaşça dokunmak bile beyinde ciddi endorfin salgılanmasana vesile oluyor. Malum, endorfinler acı kontrol sisteminin bir parçasıdır ve vücutta ağrı kesici etkisi yapar. Endorfinlerin, morfinden 30 kat daha etkili olduğu belirlenmiştir.
Endorfinler aynı zamanda beynin ödül merkezini de çalıştırırlar. Bu sebeple ağlayan birisine sarıldığınızda duygusal bir bağ meydana gelir ve bu duygusal bağla ağlayan kişi büyük bir rahatlama hisseder.
İnsan vücudunda tiroid bezinin altında, göğüs boşluğunda, soluk borusunun önünde yer alan timüs bezi, kucaklaşmayla harekete geçerek al yuvarların üretimini arttırarak bağışıklığı yükseltiyor ve vücuda sağlık kazandırır diyorlar.
Timüs bezi ayrıca salgıladığı hormonlarla kişide rahatlama ve mutluluk duygusunu da oluşturuyor.Timüs bezi uyarıldığında bedenin kimyası değişiyor ve sinir sistemi sakinleşiyor, beyin fonksiyonları hızlanıyor ve bu da kişide rahatlama duygusuna araç oluyor. Bu konuda bazı toplumlarda insanların üzüldükleri zaman bağırlarını döverek timüs bezini harekete geçirdikleri düşünülerek, bağırlarına vurmaları örnek gösteriliyor.
Sarılmanın bahsettiğimiz etkilerini görmek için,sarılma en az 20 saniye olmak durumunda. Aile terapisinin kurucularından Virginia Satir’e göre, “Yaşamaya devam etmek için günde 4 kucaklaşmaya ve büyüyüp gelişebilmek için 12 kucaklaşmaya ihtiyacımız var.”
Yaşamak ve büyümek için yirmidört saatte, yirmi saniye süreli,dört veya oniki kucaklaşma. Günümüz insanı bundan mahrum kalmasın diye zorlama bir meslek bile oluşmuş bazı ülkelerde. Suni,zorlama ve bence faydasız.
Mesela, Japonya’da bu amaçla kurulmuş merkezler insanlara belirli bir ücret karşılığı hizmet veriyorlarmış.
Son olarak İçinde bulunduğumuz günlerde sevdiklerine sarılarak, yukarda saydığım özelliklerden gerçekten yararlanmak isteyenler için de,
1-Maske takarak ters yönlere doğru sarılabilirsiniz,
2-Çocuklarınızı başının arkasından öpebilir, aynı şekilde ters bir şekilde onlara sarılabilirsiniz,
3-Çocuklarınız bel bölgenize sarılabilir diyor bilenler.
Çocukların boy seviyelerine inmeyin diye de uyarıyorlar.
Bunca uyarı,kural ve tedbirden sonra insanın içine öyle bir tedirginlik yerleşiyor ki, herşeye rağmen minik kuşlara sarılıp,kucaklamayı pandemi sonrasına ertelemek en doğru tercih olarak gözüküyor.
댓글