Sabah gün doğarken,panjurların arasından süzülen,güneşin yedi rengini taşıyan ışık zerreleri odamı bir hayalhaneye çevirdi.
Sanki bir kaleydoskopun içinde gibiydim.
Gözümün gördüğünü kamera göremedi. Güzelce aksettirmedi uçuşan renkleri lakin yine de istedim ki bu kelebekler misali uçuşan ışıkları paylaşayım,hayalhanemdeki renkler ve çiçekler dünyasından sesleneyim bugün sizlere. Cumanızı oradan tebrik edeyim.
Bir gözü kapatıp ,diğerini açarak ,kaleidoscope denilen çiçek dürbünü diye dilimize çevrilen aletin gözünden baktığında birinden diğerine dönüşen renkler ve şekiller ardında kalır gerçek dünya.
Gerçek dünyanın can acıtan sesleri,renkleri,sözleri perdelenir,ötesinde gizlenir. Bir kaç dakika bile olsa insan kendini bir masal diyarında çiçekten çiçeğe koşar bulur. Her birinden ayrı bir kapı açılır,ayrı bir masal yazılır.
Gözü kapatıp,kulağı tıkamak duymamak,görmemek istiyor insan,insanın insana ettiklerini. O ağızlardan fışkıran simsiyah kelimeleri,zalim ellerin döktüğü kan kırmızıları,mazlumların ahlarını…
Kaçıp Kaleidoscope merceğinden çiçeklerin,renklerin,şekillerin dünyasına dalarak,elinin bir hareketi ile kötü olan ne varsa kirli,çirkin renklerini tertemiz,pırıl pırıl renklere,şekillere dönüştürmek istiyor .
İki gündür aklını yitirmiş bir zalimin zulmüne uğrayan, geçmekte olduğu yoldaki en savunmasız insan olduğu için canından olan masum bir kızcağız için üzülüyor,düşündükçe dehşet içinde kalıyorum.
İşitenler böylesine yanarken , dualar erişir umudundayım bir masum güzelliğin,bahtsız annesinin ,ailesinin,nişanlısının kan ağlayan gönüllerini bir nebze serinletmeye.
Bir toplumda hak ve adalet kavramları yok olduğunda, edep,adap,insaf,merhamet sınırları ortadan kalktığında yaşanan çürüme ve çökme hızla dibe çeker o toplumu. İçlerindeki iyiler,yaşlılar ve çocuklar yüzü suyu hürmetine verilen mühlete aldanmamak gerek.
Bu çöküşü önlemek için iyiliğin ne olduğunu bilerek iyilikleri ve iyileri çoğaltma gayretinde olmak lazım.
Herkes iyi olduğunu düşünerek kendince kötülüklerden şikayet ediyor. -1-
Lakin her konuda olduğu gibi bu konuda da mizan Kuran-I Kerim ve hadistir. Örnek olarak,Bakara suresi 177. Ayet ve onlarca Ayet anlatır iyiliği. -2-
Senelerdir, mesaj geldiğini haber veren çınlama sesi ile birlikte posta kutuma düşen günün ilk mesajı ,Efendimize (sav) salavat ile birlikte günün hadis-i şerifi oluyor.
Kuzenlerimin ikramı.
Kardeşi,ablasına,ablası bizlere. Her sabah bir güzellik paylaşımı.
Bugünün hadis-i şerifi bir mümini ferahlatmak ile alakalı. Onunla bitireyim. Sözün özeti niteliğinde zira.
“Kim bir mü'mini ferahlatırsa, Allah da kıyamet gününde onu ferahlatır.”-3-
vesselam.
1-) Bakara Suresi, 44. ayet.
“Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Yine de akıllanmayacak mısınız?”
2-)Bakara suresi 177.
“Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takvâ sahipleri bunlardır.”
Maide suresi 2.
““İyilik (el-birr) ve takvâ üzerinde yardımlaşın; kötülük (el-ism) ve düşmanlık yolunda yardımlaşmayın. Allah’tan sakının (ittika). Çünkü Allah’ın vereceği ceza çok çetindir”
Al-i İmran Suresi, 92. ayet: Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.
Al-i İmran Suresi, 104. ayet: Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.
Al-i İmran Suresi, 134. ayet: Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz)geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.
3-) Hz. Ubeydullah İbni Zahir (r.a.) 408 /3 Ramuz El-Ehadis
コメント