Yüksek seslerle haykırarak ,adeta buraya bakın,bununla meşgul olun,gözünüzü şu noktadan ayırmayın dercesine spot ışıklarla gözümüze sokulmaya çalışılan gündemin gölgelediği,herbirimizin kendi bakış açısına göre başka bir gündemi de var kuşkusuz.
Herkesin baktığından farklı yerleri görmek bir yana, genelin baktığına çeşitli yönlerden yaklaşmak da söz konusu kendi gündemini oluştururken.
Bir varmış bir yokmuş diye başlayan masallar kadar eski zamanlarda bir grup arkadaşla otururken deniz kenarında, kendi güzel ,kıyafeti düzgün bir kez çocuğu yaklaştı yanımıza. Yanında daha ufak yaşta bir erkek çocuk. Kız telaşlı. Ne olur biraz su verin kardeşime diye çırpınıyor. Bütün dikkatler üzerine çevrildi içimizden biri ona suyu verirken. Aklımızda,dilimizde sorular. Ne oldu? Tıkandı mı? Anne baba nerede? gibi.
Kız çocuğu geldiği gibi telaşla uzaklaştı yanımızdan. Şaşkın kalakaldık. O gittikten bir müddet sonra büyüklerinin nerede ve ne işle meşgul olduklarını gayet net bir şekilde öğrendik. Bizi küçük kız ve erkek çocuğu meşgul ederken, büyükleri de çantalar ile ilgilenmişti...
O günden bu yana nerede yüksek bir ses ve dikkat çekici renkler görsem,duysam o görüntünün dışına bakmaya çalışırım ben. Nereden,neler yer değiştirip kayboluyor acaba diye.
Memleketin gündemi gürültülü. Maalesef hepsinin temelinde ahlaki çöküntü söz konusu. Yalan,hile,istismar tavandan tabana, siyasilerden halka, ahalinin birinden öbürüne ,diğer insanların gözünün önünde pervasızca sergileniyor.
Görünen o ki, yeryüzünde görünüşü insan olmakla birlikte ,adı insan olanların bir çoğu nefsini ilah edinmiş,Allah korkusunu,adalet duygusunu,bir diğerine saygısını, ahlaki değerlerini ayaklar altında çiğneyerek,gemi azıya almış dolu dizgin seyretmekte.
Bu güruhun sesleri her yeri kaplasa da,silik puntolarla sütun aralarında zor seçilse de insanlık adına umut veren haberler arıyor gözüm gezdiğim sayfalar arasında.
Şükür,buluyor da.
İsrailli işgalciler hergün bir başka zulüm sergiliyor o topraklarda büyük ,küçük demeden Filistinlilere karşı, anneler bebekler ölüyorken bir yanda, öte yanda bir cılız umut ışığı gibi insanlığın ölmediğini sergileyen bir güzel manzara, sıcak bir empati hikayesi bu nefes aldıran.
“Kudüs’teki Hadassah Ein Kerem Hastanesi’nde yaşanan olay, tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başardı. İsmi açıklanmayan Filistinli bir adam ve eşi, trafik kazasında ciddi şekilde yaralandılar. Adam hayatını kaybederken, kadının tedavisi yoğun bakım ünitesinde sürdürülüyordu. 9 aylık bebekleri Yamen ise kazada küçük yaralar almıştı ancak iyi durumdaydı.
Yamen’in teyzeleri kazayı öğrenince hastaneye geldiler ve bebeği beslemek için biberonla mama getirdiler. Ancak Yamen, 9 ay boyunca anne sütü ile beslenmişti, kazanın gerginliği ile biberonu almayı reddetti. NBC News’un haberine göre, bebek 7 saat boyunca aç kalmıştı.
O sırada gece vardiyasına başlayan bir hemşire, bebekle ilgili bir sorun olduğunu öğrenince olaya dâhil oldu. 18 aylık bebeği olan İsrailli hemşire, Yamen bebeği emzirebileceğini söyledi ve gece vardiyası boyunca, 5 kez Yamen’i besledi.
Çeşitli çevrelerden olumlu olumsuz tepkiler alan hanımefendi olaya bir anne olarak yaklaştığını belirterek, eminim benim yerimde bir Filistinli anne ya da hemşire olsaydı, benzer bir durumda bir Yahudi bebeği, hiç düşünmeden bakar, besler emzirirdi diye ifade etmiş görüşlerini.
Not:
Kur’an’da kendileri ile evlenilmesi yasak olan kadınlar zikredilirken “sütanneler” mutlak olarak gelmiş, emziren için herhangi bir din kaydı konulmamıştır. Bununla beraber bazı âlimler, süt emzirdikleri çocuklara haram gıdalardan yedirip içirecekleri endişesiyle gayrimüslim sütanne edinmeyi hoş görmemişlerdir (Sahnûn, el-Müdevvene, II, 303).
תגובות