Yaşadığı sürece insan biri bitip diğeri başlayan imtihanlar içinde. Bazen sevinç ile bazen üzüntü ile. Ama illlaki sevdikleri,gönül bağladıkları ile sınanıyor.
Bunu öğrendiğinde, çok güldüm diye ağlamaktan, nihayetinde ağlamak gelir diye de gülmekten korkar oluyor insan.
Dalga dalga geliyor imtihanlar. Doğum sancısı gibi. Herbiri bir muştuya haberci.
Arada bir solukluk zaman,akabinde tekrar bir dalga daha.
İnsanın ayağına taş takılsa yolda yürürken o bile vesile olurmuş günahlarının dökülmesine.
Bunu bilip,ardındaki müjdeyi gördüğünde daha az acıtır gelen sancılı sıkıntılar.
Sözün nihayetinde Mevlana’nın dizeleri tercüman olsun bugün.
“Nerede bir dert varsa deva,oraya gider;neresi alçaksa,su oraya akar. Kederlendinse,kalbinde gam hissettinse,Allah’tan bağışlanma dile.
Ey işin aslını arayan kişi!Şu hakikati iyi bilki,kimde dert varsa,kimin gözü yaşlı,gönlü yaralı ise o,ilahi sırlardan koku alır,dermana erişir.
Ey oğul, senin başına gelen cefâlar, belâlar sana değildir; sende bulunan kötü huylaradır. Sende bulunan kötülük sıfatının gidebilmesi içindir.”
———————–
Hayatta Neler Öğrendim Bilmek İstersen
Sonsuz bir karanlığın içinde doğdum.
Işığı gördüm, korktum, ağladım.
Zamanla ışıkla yaşamayı öğrendim.
… Karanlığı gördüm, korktum.
Gün oldu sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi.
Ağladım.
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu,
Aradaki bölümün ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla.
Zamanla yarışılamayacağını, zamanla barışılacağını zamanla öğrendim.
İnsanı öğrendim.
Sonra insanlar içinde iyiler ve kötüler olduğunu…
Sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi.
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu
Sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yolları olduğunu öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatmak için önce çevreni aydınlatmak gerektiğini öğrendim.
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış içinde ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
Ekmeği bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra.
Ve bir süre sonra yazı, bana kendimi öğretti…
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp, dönmeyi.
Sonra da kendime rağmen gitmeyi…
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta…
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine inandım.
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek gerektiğini öğrendim.
Namusun önemini öğrendim.
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
Gerçek namusun günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.
Gerçeği öğrendim bir gün…
Gerçeğin acı olduğunu..
Sonra dozunda acının,
Yemeklere olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını,
Ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.
Dostlarım,
Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.
Olur ya,
Kalp durur…
Akıl unutur…
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur...
コメント