Bulutsuz mavi bir gökyüzü bu sabah baktığım. Renkler canlı. Göl ayna gibi. Gökyüzü dağlar yansımış üzerine. Severim bilirsiniz. Beni çıkarıp alıverir içinde bulunduğum hallerden mavi gökyüzü. Huzur ve sakinlik yerleşir gri yerlerin yerine.
“Hayat inanan ve salih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur” diyor Aliya İzzetbegoviç.
İnanmak ve Salih ameller işlemek yani Kul olmak,Kulluğunu bilmek ve gereğini yerine getirmek demek.
Bunun şuurunda olan insan kendine biçilen rol ne olursa olsun bu hayat yolunda,oyunun sonunda başarı ile göçecektir bu dünyadan.
Her bir insan için bu oyunun başarı ile bitmemesi için damarlarında dolaşanlar var. İmanını,Salih amellerini çalmak için pusuda bekleyen.
İpuçları var,nasihatler var,Emirler var bizlere verilen,ayağımızı kaydırmak için bekleyenlerden korunmak için.
İbni Sinânın felsefesini benimseyip,savunan Nâsıreddin-i Tûsî (1201-1274) Müslüman astronom, matematikçi ve fizikçidir. Kendi döneminde dünyanın en büyük gözlemevi olan Meraga Rasathanesi’ni kurmuştur. Ahlâk-ı Nâsırî isimli kitabının nihayetinde bahsettiği ,Eflatunun talebesi Aristoya nasihatlerinin bazılarını almak istedim bugün buraya. “Kendinin dışında olan şeyleri kendine sermaye etme. Hak edenlere iyilik etmede onların istemesini bekleme ve onlar senden yardım istemeden önce yardımlarına koş. Âlemlerdeki lezzetlerden bir lezzetle mutlu olan, âlemin musibetlerinden bir musibetten endişeye kapılan kimse hikmet sahibi sayılamaz. Ölümü daima hatırla ve ölmüş olanlardan ibret al. Kişinin fenalığı, çok faydasız söz söylemesinden ve sorumlu olmadıkları şeylerden haber vermesinden anlaşılır. Başkası hakkında kötü düşünenin kendi nefsi de kötülüğe alışır ve nihayet bu kimsenin tuttuğu yol da kötülüğe çıkar”
Aynı kitabın ölüm bahsinde ise “ölümden değil, faydasız hedefsiz yaşamaktan korkmak lazım”der.
Son yolculuğumuza kadar aldığımız her nefeste,söylediğimiz her sözde,attığımız her adımda sırat köprüsünden geçer gibi olmak gerek. Dikkatli,uyanık.
Comments