“De ki: Andolsun, bu Kur’ân’ın bir benzerini ortaya koymak üzere ins’ü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.”-1-
“Allah sözün en güzeli olan Kur’ân’ı; âyetleri birbirine benzer, uyumlu, âhenkli ve yer yer tekrar eden bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların (bu Kitab’ın etkisinden) derileri ürperir. Sonra hem derileri hem de kalpleri Allah’ın zikrine (yönelerek) yumuşar. Bu kitap, Allah’ın hidayet rehberidir. Dilediğini onunla doğru yola iletir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren bulunmaz.” -2-
İ’câz, Kuran-ı Kerim’in sahip bulunduğu edebî üstünlük ve muhteva zenginliği sebebiyle benzerinin meydana getirilememesi özelliğini anlatır. Yukardaki ayetler Kuran-ı kerimin bu özelliğine vurgu yapmakta.
Kuran-ı Kerim’in i’câzının Âlimlerin saydığı pek çok yönü var. Bir tanesi de şifa olması. Okuması,dinlemesi,uygulaması,ibret ve örnek alması,nasihat olması,yol göstermesi … şifa.
“Biz, Kur’ân’ı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz...” -3-
“Ey insanlar! İşte size, Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdeki dertlere bir şifa, müminlere doğru yolu gösteren bir hidayet ve rahmet geldi.”-4-
Yukardaki ayetler bu şifa özelliğine iki delil. Ayrıca hepimizin bilip okuduğu şifa ayetleri de sayılabilir örnek olarak.
Araf suresi 204. Ayetin değerlendirilmesine göre Kuran-ı Kerim’i okumak sünnet,dinlemek farz-ı kifayedir dini hükümler açısından. Böyle bakıldığında kulak,gözden önce etkili insan üzerinde.
Kuran-ı Kerim’i harflerini doğru çıkararak,okuma kurallarına uyarak,tertil ile okumak gerekir.Kur'ân'ın tertili her harfinin, edasının, tertibinin, mânâsının hakkını doyura doyura vererek okunmasıdır. Hadisi şeriflerde bu açıkça belirtilmiş,teşvik edilmiş ,hatta teganni ile okumayan günaha girer denmiştir. -5–6-
Kuran-ı Kerim okurken teganni yapmanın bir sünnet olan kısmı, bir de haram olan kısmı vardır. Sünnet olan teganni, tecvid kaidelerine ve harflerin mahreçlerine uyarak tertil ile okumaktır. Haram olan teganni, sesini hançeresinde tekrarlayıp,gereğinden fazla veya az uzatıp kısaltarak türlü sesler çıkarmaktır.
Bu konuyu ilk irdelemeye başladığımda yazmıştım. Erbabı insanın kendi sesini de tedavi amaçlı kullanıyor diye.
Kuran-ı Kerim’i sessizce sadece göz ile takip ederek okumaktansa kendi sesini işitecek bir yükseklikte okumak tavsiye edilir. ( Araf 205). İşte bir şifa vesilesi de bu okuma olmalı.
Doğru nefes almanın insan vücudunda ve ruhunda pek çok sıkıntıyı çözdüğünü anlatıyor günümüzde hekimler. Kilo vermekten,depresyona kadar diyafram nefesinin deva olabileceği hastalıkları sıralıyorlar. Bu konuda eğitimler düzenliyorlar. Rezonans ve musiki ile uğraşan uzmanlar ise Kuran-ı kerim’i ,harflerin çıkış noktalarına ve tecvid kurallarına riayet ederek okumanın ses ve nefes eğitiminin temel kaidelerini içinde barındırdığını söylüyor. Özellikle lafza-ı Celal’i bu nefese örnek gösteriyorlar. Katar "Arraya" gazetesinin 24 Mart 2002 tarihli haberini referans alan Hollandalı psikolog Vander Hoven’in bir kısmı müslüman olmayan hastalarının üzerinde Allah demenin etkileri üzerine yaptığı araştırma bu konuda en bilinenlerden.
Kuran-ı Kerim’in şifa olması bir de bütün kurallarına riayet ederek güzel okuma esnasında oluşan rezonans açısından incelenerek bazı doktorlar tarafından tedavide kullanılmaktadır.
Kur’ân’ın cismanî hastalıklara da şifa olabileceği ilk defa 1200 lü yıllarda Fahreddîn er-Râzî ile birlikte dile getirilmeye başlanmıştır.
Râzî ,Kuran-ı Kerim’in doğru inancı ortaya koyarak batıl itikatları çürüttüğü ayetlerin itikadi hastalıklara, kötü ahlâktan menederek güzel ahlâka ve erdemli davranışlara sevk eden ayetlerin ahlâkî hastalıklara ve Allah’ın yüceltilip azgın şeytanların lânetlediği âyetlerinin okunmasıyla da cismanî hastalıklara şifa olduğunu söyler.-7-
Kuran-ı Kerim’in okunuşundaki doğal armoni harf yapısı,ses uyumu,ayetler arasındaki musiki her zaman dikkatleri çekmiş ve dinleyenler üzerinde çarpıcı etki yapmıştır.
Kuran-ı Kerim edebi olarak ne nesir ne şiirdir. Kendine özgü musikisi ,dinleyeni hemen kendine özgü ahenginin altına alır. Hz Ömer’in hidayeti de bu hallere İslamiyetin ilk başladığı zamanlardan bir örnektir. Maide süresi 81 ve 82. Ayetler de bunu anlatır. -8-
Tecvit ve mahreç kurallarına uyarak tertil ile Kuran-ı Kerim okumanın sayısız faydasını inceleyen akademik araştırmalar ve yazılmış kitaplar mevcut.
Bu araştırmacı yazarlardan bir tanesi Gönül Hurmalı. Üç sene İzmir devlet konservatuarında devam eden eğitimi, inancını uygulamaya karar vermesi ile tamamlanamamış . Ama müzik konusunda özellikle doğru nefes ile Kuran-ı Kerim okuma konusunda çalışmaları devam etmiş. İki kitabı var Kuran-ı Kerim armonisi üzerine. “Kur'an ve Şan Tekniği Hû “ve “Kur'an'ı Hüzünle Okumak” olarak isimlendirilmiş.
Bu yazarın bir kaç videosunu özellikle tavsiye ederek blogda link olarak vereceğim. Tecvit ve harflerin mahreçlerine konusunda akıllarda yer alan sorulara güzel cevaplar var o videolarda.
Bir söyleşisinde;
-Kur’an’daki harflerin ağız içinde dokunduğu noktaların sinir uçlarıyla ve organlarla bağlantısı olabilir mi?” Sorusuna verdiği cevap da özellikle Kuran-ı Kerim’in okunmasının şifa olması konusunda dikkat çekici.
-Vagus, ses tellerinden geçen tek sinir. Diğerlerinden farkı, gidiş ve dönüş tepkileri aynı yerden, yani aynı yerden sinyal alıp veriyor. Beynin arkasından çıkıyor ve bütün organlarımıza dağılıyor. Ayrıca organların içinde kök salıyor. Ses tellerinizden geçirdiğiniz ne varsa bütün vücudunuza dokunuyor. Bahsettiğimiz ses terapileri, vagus sinirinin bu özelliklerine dikkat edilerek yapılıyor. Bu şekilde vücuda içeriden dışarıya doğru bir tür masaj yapıldığını ifade ediyorlar. Harf ve mahreçlerin tertiline ve tecvidine dikkat ettiğiniz zaman ses titreşimlerinin vücuda ahenkle dağıldığını, Kur’an’ın bütün vücudunuza tesir ettiğini hissediyorsunuz.” -9-
1-) İsra, 17/ 88
2-) Zümer, 39/23.
3-) İsra Sûresi, 17/82.
4-) Yûnus Sûresi, 10/57.
5-) "Kur'an'ı açık açık, tâne tâne (tertîl ile) oku" (Müzzemmil, 73/4)
6-) Tecvit kurallarına ve harflerin mahreçlerine riayet ederek teganni yaparak güzel sesle okumak mübahtır. Nevevî (1277)
7-)Râzi, Fahreddîn, et-Tefsîru’l- Kebîr, XXI/29.
8-) “(Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da “Biz Hristiyanız” diyenler olduğunu görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar. Peygamber’e indirileni (Kur’ân’ı)dinledikleri zaman hakkı tanımalarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün.“Ey Rabbimiz! İnandık. Artık bizi (hakikate) şahitlik edenler (Muhammed’in ümmeti) ile beraber yaz” derler. Maide 82-83
Comentários