İki gözü iki çeşme. Ta derinden geliyor gözyaşları. Saatler öncesinden başladı neredeyse üzülmeye. Kal diyoruz olmuyor ,git diyoruz anne babasına,kardeşine kıyamıyor. O üzüldükçe de gönül dayanmıyor.
İki,iki buçuk yaşlarında kadardı. Uzun ayrı kalmıştık. Birgün annesine “öyle özlüyorum ki anneannemi ağlıyorum ağlıyorum gözyaşlarımı içime akıtıyorum hep ayaklarımdan dizlerime kadar gözyaşı doldu”demiş.
Çocuk dili ile özlem. Saf,tertemiz,çarpıcı.
Yüreğim pare,pare.
Benim ufakların birinden söz ediyorum. Çok duygulu bir delikanlı o.Şimdi dokuz yaşında ama hala çok zor ayrılıyoruz. :(
Ayrılık hep var insanın hayatında. Anne sinesinden ayrılığıdır ilk olan.
Sonrası tesbih taneleri gibi gelir. Ama alışılmaz ayrılmalara ,kavuşmalara. Her seferinde bağrından koparılır gibi olur giden. İçi yanar kalanın.
Gitmek mi zor kalmak mı diye sorulduğunda genellikle gitmenin daha zor olduğunu düşünülür...Kalmanın ise daha acı verdiği. Hangisi olursa sonuçta giden ağlar,kalan ağlar.
Sonra hatırlanır aynı gökyüzünü paylaştığın. Teselli bulunur çok şükür canı sağ ya. Elbet birgün kavuşulur.
Önemli olan gönül birlikteliğidir, gönüller bir...
Yükledim bugünün ayrılığına bunca senenin ayrılıklarını. Her biri geçti sinema şeridi gibi gözümden.
Sahi hangisi zor. Gitmek mi,kalmak mı?
😔