Geçtiğimiz günlerde gündemi epey meşgul eden konu hakkında yazmak istiyorum. Konu adalete intikal etti. İlgililer gerekeni yaptılar. Lakin değerlerine hakaret edilen insanların göz önünde bulundurması gereken şeyler var kanaatindeyim.
Herkes konuştu. Dağarcığında ne varsa onu döktü ortaya. Kimi üzümü çalanı ,bıraktı bağcıya saldırdı. Kimi üzerine alınmadı,kimi de maksadını aşan açıklamalar yaptı,kimi de bekçiye suç buldu.
Dikkatimi çeken bu açıklamalardan bir tanesi de, yıllanmış bir meslek erbabının “sanatçılara dokunulmazlık verilmeli” açıklaması oldu.
Bu noktada sanat ve sanatçı ile zanaat ve zanaatkar kavramları da gündeme geldi.
Bizim sanata bakış açımızı şu cümleler kısaca güzel özetler.
“ Sanatın en büyük görevi, gayesi ve imkanı , her şeyden önce bilmemiz gereken ortak insanlık değederimizi ve hepimizin Allah'tan geldiğimizi yaymaktır.” -1-
Genel tanımı ile de , hayata ,olaylara,çevresine diğer insanlardan farklı bakan,farklı gören,gördüklerini derin duygularla yaşayan,bu yaşadıklarını en güzel şekli ile ifade eden ve yansıtabilendir sanatçı.
Genel olarak çok düşünür, az konuşurlar. Onları, kendilerini ifade etmek için seçtikleri kalem,fırça vb alet ile ürettikleri olağanüstü,bir benzerini kendilerinin dahi yapamadığı eserler anlatır. Yüzyıllar sonra bile bakan,okuyan,dinleyen o duygu ve düşünce derinliğini hisseder,hayranlık duyar.
Görüp yorumladıklarını ifade edebilmek,duygularını yansıtabilmek yetenek ile olur,eğitim ile geliştirilir. Söz ile ,resim ile, yazı ile, notalar ile üretilen eserler tektir,benzeri yoktur.
Bu ifade alanları edebiyat,resim,müzik,heykel diye bölünür güzel sanatlar diye adlandırırlar.
Her hangi bir maddeyi güzel ve incelikle işleyen ise zanaatkardır. Aynı ürünü pek çok kez tekralar, benzerini defalarca yapabilir. Mesleğine ait beceriyi doğuştan gelen bir yetenek ile değil sonradan öğrenerek kazanır.
Sanatkar ile zanaatkar zaman zaman aynı malzemeleri kullansalar da farklılıkları yukarıda yazdıklarımdan kaynaklanır.
Günümüzde sanat ve sanatçı kavramı doğru kullanılmamakta. Televizyon,sinama vb iletişim araçları vasıtası ile çok insanın sıkça gördüğü insanlar sanatçı olarak lanse ediliyor. Eline mikrofon alan, biraz beceri sahibi olup da rol kapan sanatçı sayılıyor.
Dolayısı ile edebi değeri olmayan sözler yazarak,şarkı söyleyerek, kendilerine verilen rolü oynayarak meslek icra edenler sanatçı değildirler.
Ancak bu meslekleri icra edenlerin, kitle iletişim araçlarının desteği ile büyük topluluklara hitap etme,onları etkileme gücü de yadsınamaz.
Bu gücün farkında olanlar, bu insanları hitap ettikleri kitleleri provakatif yönlendirmede kullanmaktan çekinmezler. Nitekim bahse konu olay üzerine ABD dışişleri bakanlığının adalete müdahil olabilecek küstah açıklamaları manidardır.
Lanetlenmiş bir eylemi destekleyen bayrakların açıldığı, inananların değerlerinin aşağılandığı ve inananları sapık ilan eden o sözlerin söylendiği yerde bulunanlar içinde eminim ,sergilenenlere ,söylenenlere razı olmayanlar çoktu. Bir kişi dahi sırtını dönüp çıksa,o bayrağı açtıktan sonra satışlarında bir düşme olsa,konser davetleri dursa,yüzüne gülenler azalsa ikinci çirkin saldırıyı yapamazdı.
Ambargo uygulanabilir ve protesto edilebilirdi bir diğer tepki olarak.
Bir bilen,bir diğer caydırıcı yaptırım olarak da , “onuruna saldırdığı her bir bireyin suç duyurusuna onun diyarına giderek ifade vermesi olur” demişti . Edirne’de ise Edirne’ye , Kars’ta ise Kars’a. Binlerce suç duyurusu… Binlerce ifade… Binlerce yolculuk…
Dolayısı ile izlediğine, dinlediğine,kimi takip edip,varlığı ve parasıyla kimi desteklediğine azami dikkat etmek durumunda inanan.
Emri bil maruf ve nehyi anil münker,yani iyiliği yaymak ,kötülüğü engellemekle mükellef .
Yeryüzüne hakim olan iyilik ve doğruluktur. İyilik ve doğruluk özellikle siretteki güzelliğin sonucudur. İyiliklerin,iyilerin ve doğruların hakim olmadığı,atıl durduğu yerde oluşan boşluğu kötülük doldurur.
Hayatı, aldığı her nefeste bilgi ve sezgi ile kendisinden başlayarak çevresini ve dünyayı güzelleştirmek için dikkat ve itina ile yaşayan insan da sanat eseri gibidir. Devamlı güzellik zuhur eder her adımından.
Bu dikkat ve itina ile yaşayabilmek niyazı ile cumanızı tebrik ederim.
1- İrwin, Sanat ve lnsan, s. 69.
Comments