Sabahın erkeninde,daha gün ağarmamışken gitti yanına. Uyuyordu.
Elini öptü. Başıma koydu. Cennet hatunu ol anneciğim dedi sessizce.Sonra bizde olalım diye ekledi. Durdu.
Cennete girdiğini en kızdığı insan karakterinin dışarda kaldığını gözünün önüne getirince içine sinmedi ,Ümmet-i Muhammed de olsun. Cennete girmeyen kalmasın diye ekledi duasına.
Ben kıyamadım Ümmet-i Muhammed’e. Yeryüzündeki merhamet rabbimizin rahmetinin zerresi.
Bana bu merhameti veren hiç kıyamaz kullarına mahşerde. Bir annenin evladına merhametinden fazladır merhameti. Rahmandır, Rahimdir. Lütfu geniştir. Ümmet-i Muhammed’in hepsinin üzerine rahmetini yayar da koyuverir cennetine.
O kadar ki,Cehennemden azad olup cennete giren en son kişi orada kendisine verilen nimetleri görünce en fazla nimetin kendisinin olduğunu düşünecek,inanamıyacak diye okuduklarını hatırladı.-1-
Dışardan trafiğin gürültüsü,korna ve siren seslerine karıştı. Yeni bir günün koşuşturması başladı...
1-
"Hz. Musa aleyhisselâm Rabbine sordu: Derece itibariyle cennet ehlinin en düşüğü nasıldır?Rab Teâla buyurdu: O, cennet ehli cennete dahil edildikten sonra gelecek olan bir adamdır ki kendisine: "Cennete gir!" denilir. Adam: Ey Rabbim nasıl gireyim. Herkes yerlerine yerleşti, mekanlarını tuttu, der. Ona şöyle denilir:
"Sana dünya meliklerinden birinin mülkü kadar mülk verilmesine razı mısın?" "Rabbim, razıyım!" der. Rab Teala: "Sana bu verilmiştir. Onun misli, onun misli, onun misli, onun misli de." Adam beşincide: "Ey Rabbim razı oldum (yeter)!" der. Rab Teala: "Bu sana verildi, on misli daha verildi. Ayrıca gönlün her ne isterse, gözün neden zevk alırsa, sana hep verilmiştir!" buyurur. Adam: "Rabbim razı oldum (yeter)" der. (Hz. Musa sormaya devam eder):
"Ya derecesi en üstün olan (nasıldır)?" "İşte irade ettiklerim bunlardı. Onların keramet fidanlarını kendi elimde diktim ve üzerlerine mühür vurdum. Onlara hazırladığımı, ne bir göz görmüş ne bir kulak işitmiştir, Hiçbir beşer kalbine de hutur etmemiştir." (Müslim, İman 312; Tirmizî, Tefsir Secde, 3196)
Ebu Said el-Hudrî (ra) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Allah Teala Hazretleri cennet ehline: "Ey cennet ahalisi!" diye seslenir. Onlar: "Ey Rabbimiz buyur! Emrine amadeyiz! Hayır senin elindedir!" derler. Rab Teala: "Razı oldunuz mu?" diye sorar. Onlar: "Ey Rabimiz! Razı olmamak ne haddimize! Sen bize mahlukatından bir başkasına vermediğin nimetler verdin!" derler.
Rab Teala: "Ben sizlere bundan daha fazlasını vereyim mi?" der. Onlar: "Bu verdiklerinden daha üstün ne olabilir?" derler. Rab Teala: "Size rızamı helal kıldım. Artık, size ebediyyen gadab etmeyeceğim!" buyururlar." (Buhârî, Rikak 51, Tevhid 38; Müslim, Cennet 9; Tirmizî, Cennet 18)
Comments