top of page
  • Yazarın fotoğrafıhüma

Birlikte atarsa yürekler.




Koruda çektim fotoğrafı. Yumuşak renkler, lakin bir akşam üstünün hüznü var manzarada. İnsanın diline Yahya Kemal Beyatlı’nın meşhur Dönülmez akşamın ufkundayız  veya  Rindlerin akşamı diye bilinen şiiri geliyor.  Bu şiiri  Münir Nureddin Selçuk Segah makamında düyek usulü bestelemiş.


Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;

Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!

Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,

Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.

Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan

Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan

Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.

Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,

Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!

Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.


   Herbir mısrası girdap misali derinlere doğru çekiyor düşüncelerde.

Arkasında güneş doğmayan büyük kapıyı muhayyelesinde canlandıranın bakışı bir başka olur cihana .Lale ve güle yüklenen anlamı bilenler sinelerinde Allah ve peygamber sevgisi ile yaşamanın gerekliliğini de bilirler.

   Sabah telefonu elime aldığımda hazır bir post ile karşılaştım. Enerji ile alakalı bu postlar  hemen her sayfada karşımızda.

   Diyorlar ki günümüz alimleri ,herşey enerjiden oluşuyor. Madde bir enerji. Düşünceler bir enerji. Bu enerjiler bazen titrer bazen salınır. Yan yana salınan sarkaçlı saatlerin salınımını bozduğunuzda bir müddet sonra  birbirlerini etkileyerek tekrar eşit bir şekilde salınırlar. Yan yana duran iki jeneratör de öyle.

    Yine diyorlar ki,

    “Bir enerji yasasıdır. Enerji çıkar, aynı miktarda geri gelir. Eşit miktarda zıt yönde. Ne verirsen o kadar alırsın. Aldığından memnun değilsen ne verdiğine dikkat etmelisin.”

   Memnun olmamak insanın yapısında var. Şikayet sebebinin  kendi olduğundan bihaber. Çünkü çok zalim ve cehul. -1-

   Güçlü titreşimler ,daha güçlü titreşimlerin etkisine girebildiği gibi,bir arada senkronize olarak zayıf titreşimleri kendilerine uydururlar.

   Kötülük kötülüğü,iyilik iyiliği çoğaltır.

   İyilik nedir.? -2-

   Sesler,renkler ve kokular arasında da uyum,sempati veya antipati vardır. Bir kokunun,bir sesin peşine düşenler, bazı renklerin sevdalısı olanlar, birileri ile iyi anlaşıyorlarsa  onlar ile aynı titreşimdedirler. Aksi de geçerli tabii. Sevmediklerimiz titreşimlerimizin uyum içinde olmadıklarıdır.

   İnsanlar olarak  bizler sadece beş duyumuz ile iletişimde değiliz birbirimizle. Görünmeyen enerji dalgaları içinde birbirimiz ile etkileşip haberleşebiliyoruz. Onlarca örnek verebiliriz hepimiz.

   Aslında bu ses ve söz olmasa,yazı ile,bakış ile olsa da böyledir. İletişime yüklenen duygular uzaklardan bile yansır.

   Biliriz.

   Neyin titreşimi güçlü ise yanındakinin titreşimini kendine uydurur demiştik ya.

   Düşünceler de öyle. Onlar da enerjilerden ibaretler.Kötü duygu ve düşüncelere karşı iyi duygu ve düşünceleri  ilk önce kendimizde güçlendirip ,sonra da daha güçlü bir şekilde yaymak, yansıtmak,çoğaltmak zorundayız. Sevgi bu alemdeki en büyük rezonanstır çünkü.

     İyi titreşimler de hoşgörü ekip müsamaha biçerek güçlendirebilinir.


    "Müsamaha toprağın yağmura,

      Müsamaha baharın çiçeğe.

      Müsamaha, insanın insanı,

      Sevgiyle kuşatmasıdır."

  

      Der Mevlana Celaleddin Rumi.


    Müsamaha, malum bir kişinin başka bir kişi veya grup üzerindeki hatalarını, eksikliklerini veya farklılıklarını hoşgörüyle karşılama ve affetme eylemi olarak bilinir. Anlayış,hoşgörü ve empati ile beslenir.

   Nihayetinde başkalarının hatalarını anlamak ve onları yargılamadan kabul etmek vardır.

   Ancak,kötü niyet ve suistimalden korunmak için  müsamahanın sınırları net çizilmelidir.

   Hasılı kelam bakış açılarında,davranışlarda Müsamaha sınırları içinde kalır tahammüle dönüşmezse sevgiyi,güzel geçimi,iletişimi çoğaltır.

    İyilik ve güzelliğe yönelik davranışlar ,  dua ve istekler muhabbet  ile yapıldığında çok kuvvetli titreşimler yayarlar. Kendileri ile bir frekansta olanları bulur daha da güçlü titreşim ve salınımlar yaparlar.

    Ardarda düşen damlalar, kıyıyı döven dalgalar misali.

    İçinde bulunduğumuz günler ve yaklaşan ramazan  ayı bu rezonansı güçlendirmek için büyük bir  fırsat.

    Gönüller Allah sevgisinde,Allah rızasında,yaratılanı yaratandan ötürü sevme,memnun etme çabasında birleşecek.

    Umulur ki, “akıl sahiplerinin birlikteliği”yeryüzündeki fesada galip gelir . -3-

    Şabanın son günleri. On gün sonra ramazana kavuşacağız. Ramazan ateşinin günahlarımızı yakıp yok etmesi,içimizdeki iyilik ve güzellikleri yeşertmesi , bu iyilik ve güzelliklerin yeryüzünün zalimlerine,özellikle Filistin’deki mezalime galip gelmesi niyazı ile…


   


  


1-) Ahzab süresi 72. Ayet.


“Biz o emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik, onlar, onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. O gerçekten çok zalim ve çok cahildir.”


   2-)Hz. Vabisa anlatıyor:

Hz. Peygamber (a.s.m)’e iyilik ve kötülük hakkında her şeyi sormak için yanına vardım. İki veya üç defa "Yanıma gel, yaklaş." diye buyurdu. Meclisteki insanların üzerinden adımlarımı atıp giderken, onlar, yerimde durmamı istiyorlardı. Fakat ben “Bırakın beni, bütün insanlardan bana daha sevgili olan Resulullah’a yakın olmak istiyorum.” dedim. Resulullah (a.s.m) da “Bırakın onu, ey Vabisa! Yaklaş.” diye buyurdu. Yanına yaklaşıp önünde oturdum. Bana “Senin niçin geldiğini ben mi söyleyeyim; yoksa sen mi soracaksın?” deyince, "Siz söyleyin.” dedim. “Sen iyilik ve kötülük hakkında soru sormak için geldin.” buyurdu. “Evet!..” dedim. Bunun üzerine üç parmağını göğsüme dokundurarak “Ey Vabisa! Kalbine danış, nefsine danış.” buyurdu ve bunu üç defa tekrarladı. Sonra da şöyle devam etti, “İyilik nefsin yatıştığı şeydir. Kötülük ise -insanlar sana fetva verseler bile- nefsi tırmalayan, sinede gel-gitler / tereddütler meydana getiren şeydir.” (Müsned, 4/228; Mecmâu'z-Zevâid, 1/175,10/297; Darimi, Büyu, 2; Süyûtî, Câmi’u’s-Sağîr, 1/40


   3-)”Ey Muhammed! Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.”(Zümer, 39/17-18)

176 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


bottom of page