top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

Acısını hissetmediği masumların ahı tutar insanı.

Güncelleme tarihi: 5 Tem

  



Bu görselleri görünce şaşıracak bir kısım. Alev almış yanarken insanlar ne alaka bu post diyecekler. Bu görüntüler bir girizgâh. Sadede gelmek için.

   Buyrun.

   Soymuk sarma. Batı Karadeniz -Kastamonu yörelerinin organik yiyeceği. 15 Mayıs 15 Haziran tarihleri arasında ibuk kuşunun ötmesiyle haberdar olunan, sarı ve kara çam ile köknar ağaçlarının özsuyunun ağaca yürümesi ile zamanı gelen,işlenme sonrası tüketilen bir besinmiş. Bazı yerlerde de yalamuk deniyormuş.

   Ben hiç duymamıştım. Siz duymuşmuydunuz?

   Soymuk yapmak için, güneş gören kesimlerden sarı veya kara çam ağaçları belirlenir. Dış kalın kabukları balta veya bıçakla güzelce soyulduktan sonra içerideki sarımsı kabuk alttan üstten çizilerek bıçakla soyularak gövdeden ayrılır.

Gövdeye alttan üste doğru bıçakla soymuk soyulur ve afiyetle yenir. Biraz sakızlı olabilir ama çok lezzetli ve suludur. Özellikle akciğer, şeker vb. hastalıkları olanlar çok tüketirler ve faydasını görürler.

   Üretimi çok zahmetlidir ama yemesi de çok lezzetli ve şifalıdır.

   Çam çırasını su damacanalarına,sürahilere atmayı tavsiye ediyorlar. Suya lezzet vermek, arıtmak  ve alkali yapmak için. Şimdilerde çam ağacının reçineli kısmından bardak yapmışlar. Kullananlar çıra bardakla içilen suyun çok lezzetli olduğunu söylüyorlar.

   Çam ağacının özsuyunun tadını bilen  biri şimdi bu lezzetli ve şifalı yiyeceğin zamanı geldi diye ballandırarak anlatınca itirazlar yükseldi. Merhametin dozu kaçmışlardan.

   -Ama  ağaç canlıdır  ona bu şekilde davranmazsınız !

  Dış kabuğu belli bir miktar soyuluyor ya. İtiraz ona.

  Kedi ve köpekler başta olmak üzere hayvanatı aşmış nebatata ulaşmış merhametin kapsamı.

   Haberlerde rastlıyoruz sokak köpekleri bir insana zarar verdiğinde buna bir çare bulunsun diyenlere dört bir taraftan hırıltı ve hakaretler yağıyor köpeklerin acısını kalplerinde hissedenler tarafından. Evlerinde otursunlar, bahçelerini çevirsinler diyen bile var.

   Nasreddin hoca fıkrası gibi. Taşları bağlayıp. Köpekleri salıyorlar meydana.

   İnsan için insanın faydalanması için yaratılmışlara insandan fazla değer biçenler, bunun için can siperhane savaş verenler var.

   Bitkilerin bile nasiplendiği bu hassas teraziden bir insan pay alamıyor görünen.

   Bu orta yolun kaybolduğunun göstergesi. Halbuki işlerin hayrlı olanı orta yollu olanıdır. -1-

   Hudutsuz merhamet hastalıklı bir merhamettir.

   Mahlukata merhamet teşvik edilir ama bu merhametin neticesi olarak zarar ortaya çıkıyorsa gereği yapılır.

   Bunun yanında eşrefi mahlukat olan insan çok çileler çekiyor yeryüzünde. Bütün haklarından mahrum bir halk dünyanın gözü önünde yok ediliyor.

   Sürülüyor,yerlerinden ediliyorlar.

   Yetmiyor.

   Sürüldükleri yerlerde, naylon çadırlarda katlediyorlar çoluk çocuk demeden.

    Yeryüzünün en masumları, çocuklar envai çeşit zulüm altında. En tabi ihtiyaçları ellerinden alınmış şaşkın ama mağrurlar.

   Onların acısını insan olan gönülden hissetmeli.Hissedemiyorsa orada bir sıkıntı var demektir.

  Acısını hissetmediği mazlumların ahı tutar insanı.

   Son sözü Nazan Bekiroğlu söylesin. Kehribar geçidinden.

   “Gün gelir hissetmediğin acının da hesabı senden sorulur. Kalbimden sorumsuzum sanma.”

  



1-) Hayru'l-umûri evsatuhâ. (İşlerin hayırlısı vasat (orta) olanıdır.) Beyhaki.



190 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page